22 Aralık 2014 Pazartesi

FATİH SULTAN MEHMET DÖNEMİ SİYASİ OLAYLARI-3 (SON)


VENEDİK İLE SAVAŞ (1479) :
Osmanlı Devleti'nin denizlerde güçlenerek Karadeniz, Ege ve Akdeniz kıyıları ile Mora dahil tüm Yunanistan'ı topraklarına katmasıyla Venedik'le ilişkiler bozuldu. Bölgedeki ticari üstünlüğünü kaybetmeye başlayan Venedik, Osmanlı Devleti'ne karşı ittifaklar kurmaya başladı. Gelişmeler üzerine Venedik'le başlayan savaşlar on altı yıl sürdü. Venedik'ten Gökçeada (1470), Taşoz, Semadirek, Limni ve Midilli (1462), alınarak Ege'nin kuzeyinde Türk egemenliği kesinleşti. 1470 yılında da Eğriboz ele geçirildi. 1479 yılında ise İşkodra alındı. Zor durumda kalan Venedik barış istedi. Yapılan antlaşmaya göre:
-Venedik, Osmanlı Devleti'ne savaş tazminatı ödeyecekti.
-Arnavutluk'taki Kroya, İşkodra Osmanlılarda kalacak; Osmanlı Devleti de Dalmaçya, Arnavutluk ve Mora'da Venediklilerden aldığı yerleri geri verecekti.
-Venedik, İstanbul'da balyos(elçi) bulunduracaktı.
Osmanlı egemenliğindeki yerlerde Venedikli tüccarlara ticaret yapma hakkı verildi. Böylece Osmanlı tarihinde ilk kapitülasyonlar Venediklilere verilmiş oldu. Verilen bu ilk kapitülasyonlar Osmanlı Devleti'nde ticari hareketliliği sağlaması açısından önemlidir. Ayrıca Venedik'in Haçlı birliğinden koparılması da amaçlanmıştır.

ARNAVUTLUK SEFERİ (1479) :
Venedik ile yapılan savaşlar sırasında isyan eden Arnavutluk'a iki sefer düzenlenmişti; fakat bu seferlerde istenen başarı elde edilememişti. Düzenlenen üçüncü seferde Venedik egemenliğindeki Arnavutluk Osmanlı topraklarına katıldı.

YUNAN ADALARININ ALINMASI :
Osmanlı Devleti, Akdeniz'de üstünlük sağlamak için yaptığı seferlerde Venedik'i vergiye bağlayarak antlaşma yapmıştı. Osmanlılar bundan sonra Güney İtalya'ya yöneldi. Napoli krallığının elinden Yunanistan'ın batısındaki Zetna, Kefalonya ve Ayamavra alındı.

İTALYA SEFERİ (1480) :
Venedik ve Napoli krallığı arasındaki savaştan faydalanmak isteyen Fatih, Gedik Ahmet Paşa komutasındaki Osmanlı donanması 1480 yılında İtalya'daki Otranto şehrini alarak Napoli krallığına ait kaleleri fethetti. Bu fetihlerden endişe duyan Papa, yeni bir Haçlı birliği kurma çalışmalarına başladığı sırada Fatih öldü (1481). II. Bayezit, Gedik Ahmet Paşa'yı geri çağırdı. Osmanlı donanmasının İstanbul'a dönüşü ile Otranto, Napoli krallığı tarafından geri alındı.

20 Aralık 2014 Cumartesi

FATİH SULTAN MEHMET DÖNEMİ SİYASİ OLAYLAR-2


BOSNA-HERSEK SEFERİ (1463) :
1463 Yılına kadar düzenlenen Haçlı seferlerinin hepsine katılan ve Osmanlı Devleti'ne karşı savaşan Bosna üzerine sefer düzenlendi. Bosna'nın alınmasıyla Venedik karadan da kuşatılabilecek duruma geldi. Hersek ise Bosna'nın alınmasından sonra Osmanlı yönetimini kabul etti.

KARAMANOĞULLARI İLE MÜCADELE (1466) :
Balkanlara düzenlenen seferlerden sonra Anadolu'da siyasi birliği sağlamak amacıyla Karamanoğulları üzerine sefer düzenlendi. Karamanoğulları Beyliği Osmanlı Devleti'ne karşı Venedik, Memluk ve Akkoyunlu devletleriyle ittifaklar kuruyordu. 1466'da düzenlenen seferle Karamanoğulları Beyliği'nin bir kısmı Osmanlı Devleti'ne bağlandı.

AKKOYUNLU DEVLETİ İLE İLİŞKİLER VE OTLUKBELİ SAVAŞI (1473) :
Doğu Anadolu'da Akkoyunlu Devleti uzun Hasan döneminde çok güçlendi. Türk birliğini bozmaya yönelik faaliyetlerinden ve Avrupalı devletlerle kurduğu ittifaklardan dolayı Akkoyunlular üzerine sefer düzenlendi. Erzincan yakınlarında yapılan Otlukbeli Savaşı'yla Doğu Anadolu'nun güvenliği sağlanmış oldu.

KIRIM'IN FETHİ (1475) :
Kırım'da bulunan Kefe, Menkup ve Azak şehirleri doğudan gelen malların batıya açıldığı önemli limanlara sahip şehirlerdi. Bu şehirlerde Cenevizliler ticari faaliyetleri ellerinde bulunduruyordu. Kırım hanları ise taht mücadeleleri ile meşguldüler. 1454 yılında Kırım Hanı Hacı Giray, Cenevizlilere karşı Fatih'ten yardım istedi. Bölgeye giden Osmanlı gemileri Cenevizlilere üstünlük sağlayarak Cenevizlilerin Kırım hanlığına ve Osmanlı Devleti'ne vergi vermeleri sağlandı. Hacı Giray'ın ölümünden sonra yerine geçen oğulları Osmanlı Devleti aleyhine ittifak içerisine girdiler. Kırım'ın stratejik ve ticari öneminin farkında olan Fatih, 1475'te Gedik Ahmet Paşa komutasında bir donanma göndererek Kırım'ın fethini gerçekleştirdi. 
Böylece;
-Karadeniz bir Türk gölü haline geldi.
-İpek Yolu'nun Karadeniz'in kuzeyine giden kolu denetim altına alındı.
-Kırım'ın alınmasıyla Lehistan üzerine doğudan yapılacak seferlerde üs kazanıldı.

BOĞDAN'IN ALINMASI (1476) :
Osmanlı Devleti'ne ödediği vergiyi kesen Boğdan Beyliği üzerine sefer düzenlendi. Bu sefer sonucunda Boğdan, Osmanlı Devleti'ne bağlı bir beylik haline geldi.

19 Aralık 2014 Cuma

FATİH SULTAN MEHMET DÖNEMİ SİYASİ OLAYLAR-1


SIRBİSTAN SEFERİ (1454) :
İlk olarak Osmanlı Devleti aleyhine ittifaklar kuran Sırbistan üzerine dört sefer düzenlendi. Belgrad hariç tüm Sırbistan fethedildi.

AMASRA'NIN ALINMASI (1459) :
Cenevizlilerin elinde bulunan Amasra alınarak Ceneviz hakimiyetine son verildi.

MORA'NIN ALINMASI (1460) :
Mora halkının yardım istemesi üzerine düzenlenen sefer sonucunda Mora alınarak Akdeniz hakimiyetini sağlama yolunda önemli bir adım atılmış oldu.

SİNOP VE TRABZON'UN ALINMASI (1461) :
1461'de Sinop ve Kastamonu civarında varlığına devam eden İsfendiyaroğulları Beyliği'ne son verildi. Sinop'un alınmasından sonra donanma, Osmanlı Devleti'ne ödemesi gereken vergiyi ödemeyen ve Akkoyunlu Devleti ile ittifak kuran Trabzon İmparatorluğu üzerine yöneldi. 1461'de Trabzon'un alınmasıyla Karadeniz'in Anadolu sahillerinde güvenlik tam olarak sağlandı ve Bizans'ın yeniden dirilme umutları da engellenmiş oldu.

EFLAK SEFERİ (1462) :
Yıldırım Bayezit döneminde Osmanlı Devleti'ne bağlanan Eflak, Vlad Tepeş (Kazıklı Voyvoda) tarafından yönetiliyordu. Osmanlı Devleti'ne karşı Macarlarla ittifak içine girmişti. Eflak üzerine düzenlenen sefer sonuncunda Eflak Osmanlı Devleti'ne bağlı bir eyalet haline geldi.

18 Aralık 2014 Perşembe

İSTANBUL'UN FETHİ (1453)


Roma İmparatorluğu'nun doğu ve batı olarak ikiye ayrılmasından sonra İstanbul, Ortodoks Hristiyan dünyasının merkezi haline geldi. Siyasi, dini, kültürel ve ekonomik yönden önemli bir şehir olan İstanbul, toplumsal yönden de farklı kültürleri içerisinde barındırıyordu. İstanbul halkının çoğunluğunu Ortodoks Rumlar oluşturuyordu. Ayrıca Yahudiler, Türkler, Arap, Galata bölgesinde de çoğunluğunu Venedik ve Cenevizlilerin oluşturduğu Katolik halk da burada yaşıyordu.
Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının kesişme noktası konumunda olan İstanbul, deniz ticaretinde de önemli bir şehirdi. Tarihinin ilk dönemlerinden itibaren aralarında Arap ve Türklerin de bulunduğu çeşitli kavimler tarafından kuşatılmış fakat alınamamıştı.
İstanbul, Hristiyan dünyasının Osmanlı Devleti'ne karşı son ve en güçlü kalesi olan bu nedenle de Hristiyanlar için sembolik önemi bulunan bir şehirdi. Bizans İmparatorluğu XV. yüzyıla gelindiğinde imparatorluk özelliğini kaybetmiş, hakimiyet sahası İstanbul surları ile sınırlı bir yerdi. Ayrıca Mora Yarımadası'nda despot denen yöneticiler de Bizans tarafından belirleniyordu. Osmanlı Devleti için stratejik ve ekonomik önemi olan İstanbul, nüfus potansiyeli ve askeri güç olarak bir tehlike oluşturmuyordu. Fakat Osmanlı Devleti'nin her sıkışık olduğu anda sorun oluşturmaktan geri kalmıyordu. 1451 yılında tahta çıkan II.Mehmet, Osmanlı Balkanlarda ilerlemesinin önündeki en büyük engel olarak Bizans'ı görüyordu.
Osmanlı Devleti, yaptığı askeri ve siyasi hazırlıkların ardından 6 Nisan 1453 tarihinde İstanbul'u kuşattı. 18 Nisana kadar yoğun top ateşi ile surlar yıkılmaya çalışıldı. 20 Nisanda denizde mücadeleler başladı. Haliç'in girişine gerilen zincir nedeniyle Osmanlı gemileri buraya giremediler. 22 Nisan gecesi gemiler kızaklarla Haliç'e indirildi. Haliç'te Osmanlı donanmasını gören Bizanslıların morali bozuldu.
Karadan ve denizden saldırıya geçen Osmanlı kuvvetleri, 54 gün sonra, 29 Mayıs 1453'te İstanbul'a girerek şehri teslim aldı. Şehre hiç dokunulmadığı gibi kuşatma sırasında şehirden kaçanların dönmesine de izin verildi.
Fatih Sultan Mehmet, Ortodokslara din ve vicdan hürriyeti tanıyarak halkın desteğini almış, aynı zamanda Katolik Ortodoks birleşmesinin de önüne geçmiştir. Ayrıca Fener Rum Patrikhanesi'nin de devamına izin vermiştir. Fatih'in İstanbul halkına verdiği özgürlükleri duyan papa, Osmanlı Devleti'nin esas zaferi şimdi kazandığı itirafında bulunmuştur.

17 Aralık 2014 Çarşamba

İSTANBUL'UN FETHİ-MADDELER HALİNDE (1453)


Fethin Nedenleri:
-Bizans'ın Osmanlı şehzadelerini kışkırtması,
-Bizans'ın Haçlı Seferlerine zemin hazırlaması,
-Anadolu ve Rumeli toprakları arasındaki bağlantının sağlanabilmesi,
-Bölge ticaret yollarının ve kazançlarının ele geçirilmek istenmesi,
-Hz. Muhammed'in İstanbul'un fethiyle ilgili hadisinin olması,
-Eski bir kültür ve yerleşim merkezi olması.

Yapılan Hazırlıklar:

 OSMANLI DEVLETİ                                    BİZANS

-Rumelihisarı yaptırıldı.                        -Surlar güçlendirildi.
-Büyük toplar döktürüldü.                     -Avrupa'dan yardım istendi.
-Balkanlardan gelebilecek                     -Grejuva denen suda yanan
tehlikeler için antlaşmalar                      ateş geliştirildi.
yapıldı.                                                   -Katolik ve Ortodoks 
-400 parça donanma                               mezhepleri birleştirilmeye
hazırlandı.                                               çalışıldı.
-Karamanoğulları Beyliği                      -Haliç'in girişine zincir 
ile antlaşma imzalandı.                          gerildi.
-Tekerlekli kuleler
yaptırıldı.
-Aşırtma gülleler atacak 
havan topları yapıldı.
-Silivri ve Vize kaleleri
alındı.

İstanbul'un Fethinin Sonuçları:

                           TÜRK TARİHİ AÇISINDAN SONUÇLARI

-Osmanlı Devleti'nin Anadolu ve Rumeli toprak bütünlüğü sağlandı.
-İpek Yolu ve Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan deniz ticaret yollarının kontrolü Osmanlı Devleti'ne geçti.
-İstanbul Osmanlı Devleti'nin başkenti yapıldı ve II. Mehmet Fatih unvanını aldı.
-Osmanlı Devleti yükselme dönemine girdi.
-Fener Patrikhanesi'nin Osmanlı Devleti'ne bağlanmasıyla Osmanlı padişahları Ortodoks halkının koruyucusu durumuna geldiler.

                 DÜNYA TARİHİ AÇISINDAN SONUÇLARI

-Ateşli silahların surlar üzerindeki etkisi anlaşıldı, böylece Avrupa'da derebeylikler yıkılış sürecine girdi.
-Bizanslı bilim insanlarını İstanbul'dan ayrılarak İtalya'da Rönesans hareketlerinin başlamasında etkili oldular.
-Ticaret yollarının Osmanlı Devleti'nin denetimine girmesiyle yeni yollar bulmak amacıyla Avrupa'da coğrafi keşifler başladı.
-Orta Çağ sona erdi, Yeni Çağ başladı.


Not : Talep edenler için ekstra bilgide maillerine gönderilebilir.

16 Aralık 2014 Salı

HOŞGÖRÜNÜN SİMGESİ İSTANBUL


Fetihten itibaren İstanbul hızlı bir gelişme gösterdi. Akdeniz'in en büyük metropolüne dönüşerek XVII ve XVIII. yüzyıl Avrupa kentlerinin tartışılmaz öncüsü oldu. 1453'te şehrin  nüfusu 80.000 iken bu sayı veba salgınına rağmen 1477'de 100.000'e çıkmıştı. XVI. yüzyılda ise 400.000'e ulaşan İstanbul'un nüfusu karşısında Paris'in nüfusu ise 300.000 civarındaydı.
Osmanlıların hoşgörüye dayalı yönetim anlayışı altındaki İstanbul, sadece Müslümanlar için değil aynı zamanda Avrupa'da baskıya uğrayan Yahudi ve Hristiyanlar için de çekim merkezi haline gelmiştir. XVII. yüzyılda 800.000 kişi olan şehrin nüfusunun 300.000 kişisi Hristiyan ve Musevilerden oluşuyordu. Böyle bir nüfus oranını bu dönemde Avrupa'nın herhangi bir başkentinde görmek mümkün değildir.

15 Aralık 2014 Pazartesi

RİVAYET-3


''Biz ki Sultan Murat Han oğlu padişah Sultan Mehmet Han'ız; yerleri ve gökleri yaratan Allah adına, büyük peygamberimiz Muhammed Mustafa aleyhisselam adına, yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim adına, babamızın ruhuna, oğullarımız adına, bindiğim at kuşandığım kılıç adına yemin ederiz ki:
Şehrin Katolik papazları tarafından, bize temsilci olarak gönderilen elçi dileği üzerine, Galata halkının, bize bağlı olan diğer halklar gibi, adet ve ibadetlerini serbestçe yapmalarına izin veriyoruz. Sadece Galata Hisarı yıkılacak; halkın barınakları, dükkan, bağ, değirmen, gemi, ticarethane ve diğer mallarına dokunulmayacaktır. Ailelerine eskisi gibi sahip olacaklar, istedikleri şekilde idare edeceklerdir. Ticaret mallarını her yerde satmaya izinlidirler. Ancak itaat altında bulunan diğer milletler gibi vergi vermekle mükellef olacaklardır. Bu kanun ve kurallar bugünden başlayıp ebediyen hükümran olacaktır. Biz onları kendimizi korur gibi gözeteceğiz. bu bölgede halkı kiliselerinde diledikleri gibi ayin düzenleyebilecekler, kiliseleri camiye çevrilmeyecektir.
Yeniçeri ordusuna katılmak üzere, çocukları almayacağız. Dinimizi kabul etmeyenlere karşı asla zor kullanmayacağız. Galata halkına vadediyoruz.
Kendilerini bir köle gibi idare etmeyeceğiz. Başlarına kendilerinden birini tayin eyleyeceğiz. İçlerinden birini anlaşmazlıklar halletmek üzere seçsinler. Din adamlarına kötü söz söylenmeyecektir. Burada yazılı olduğu gibi vergisini verenler, kanunlara uyanlar serbesttir.''

14 Aralık 2014 Pazar

RİVAYET-2

XI. Konstantin, papalıktan yardım almak için Katolik ve Ortodoks Kiliselerini birleştirme kararı almıştı. Bu amaçla Ayasofya Kilisesi'nde bir ayin düzenlendi ve kiliselerin birleşmesi kabul edildi. Bu ayine katılan Bizans Devleti'nin en yüksek dereceli memurlarından biri olan Notaras : '' İstanbul'un içinde Türk sarığını görmek, Kardinal külahı görmekten daha iyidir.''
demiştir. Ortodoksların bu düşüncede olmasının en önemli nedeni; Osmanlı Devleti'nin kuruluş dönemlerinden itibaren izlediği hoşgörü politikası ile aldığı topraklardaki halka tanıdığı din ve vicdan hürriyetidir.

13 Aralık 2014 Cumartesi

FATİH SULTAN MEHMET' İN KİŞİLİĞİ

Alim, şair ve sanatkarları sık sık toplar ve onlarla sohbet ederdi. ilginç ve bilinmedik konular hakkında makaleler yazdırır ve bunları incelerdi. Hocalığını da yapmış olan Akşemseddin, Fatih Sultan Mehmet' in en çok değer verdiği alimlerden biridir. Fatih Sultan Mehmet, gayet soğukkanlı ve cesurdu. Eşsiz bir komutan ve idareciydi.
Fatih Sultan Mehmet, okumayı çok severdi. Farsça ve Arapçaya çevrilmiş felsefi eserler okurdu. Arapça, Farsça, Rumca, Latince, Slavca, İbranice, Çağatayca olmak üzere yedi dil bilen Fatih, 1466 yılında Batlamyos haritasını yeniden tercüme ettirip haritadaki adları Arap harfleriyle yazdırdı. Bilimsel sorunlarda, hangi din ve mezhebe mensup olursa olsun bilginleri korur, onlara eserler yazdırırdı. Bilime büyük önem veren Fatih Sultan Mehmet, yabancı ülkelerdeki büyük bilginleri İstanbul'a getirtti. Nitekim astronomi bilgini Ali Kuşçu, kendi döneminde İstanbul'a geldi. Ünlü ressam Bellini' yi de İstanbul'a davet ederek kendi resmini yaptırdı.
Fatih sultan Mehmet, azim ve irade sahibiydi. Temkinli idi ve verdiği kararları kesinlikle uygulayan bir kişiliği vardı.

www.ttk.gov.tr

12 Aralık 2014 Cuma

FATİH SULTAN MEHMET



BABASI : II.Murat
ANNESİ : Hüma Hatun
DOĞUMU : Edirne, 29 Mart 1432
VEFATI : Gebze, 3 Mayıs 1481
BİRİNCİ KEZ TAHTA ÇIKTIĞI TARİH : 1 Aralık 1444
İKİNCİ KEZ TAHTA ÇIKTIĞI TARİH : 18 Şubat 1451
DEVLET SINIRLARI : 2.214.000 km2
SALTANATI : 1451-1481
TÜRBESİ : İstanbul, Fatih Camii mihrabı önünde 
ERKEK ÇOCUKLARI : II.Bayezid, Cem Sultan
KIZ ÇOCUKLARI : Gevher Sultan

11 Aralık 2014 Perşembe

OSMANLI HOŞGÖRÜSÜ


Anadolu'da özellikle de Balkanlarda yaşayan Hristiyan halk, Osmanlı fatihlerini kurtarıcı ve koruyucu olarak karşılamışlardı. Osmanlı yöneticilerinin sağladığı din ve vicdan hürriyeti, can ve mal güvenliği buradaki Hristiyan halkı kısa zamanda yeni yöneticilerine alıştırmıştır. Bizans imparatorlarının, Bizans'a ait toprakları ele geçirmek isteyen Frankların ve Venediklerin zalimce uygulamalarından bıkan halk için Osmanlı Devleti kurtarıcı olarak görülmekteydi. Çünkü Bizans yönetimi halkı devamlı soyuyor, vergileri toplayan tahsildarlar halka eziyet ediyordu. Türkler ise Hristiyan tebaaya çok hoşgörülü davrandı, vergi adaleti sağladı. Yerli halkın inançlarına, dillerine, gelenek ve göreneklerine karışmayarak onları, kültürlerini yaşamalarında serbest bıraktı. Hatta sert mizacıyla tanınmış olan Yıldırım Bayezit bile Hristiyanlara karşı alçak gönüllülük göstermiş, geniş özgürlükler tanımış ve onları huzuruna kabul etmekle kalplerini kazanmıştı.
II.Murat, ülkede tam bir adaletin hüküm sürmesi için elinden gelen her şeyi yapmış, daha önceki Bizans imparatorlarının döneminde meydana gelen yolsuzlukların izlerini silebilmek için kanunlar çıkarmıştır. Hem Müslümanlar hemde Hristiyanlar için tamamen tarafsız bir adalet sağlanmıştı. Osmanlı yönetiminde halktan alınan vergiler, Bizans imparatorlarının, Frankların koyduğu vergilere kıyasla pek hafif kalıyordu.
Osmanlı idaresindeki memleketler, Avrupa Hristiyanlığı'nın pek çok memleketinden daha iyi idare ediliyor, daha fazla huzur ve refah bulunuyordu. Çoğunlukla toprak işleriyle uğraşan Hristiyan halk, o devirde Avrupa'nın diğer Hristiyan hükümdarlarının tebaalarına oranla daha geniş bir özgürlüğe sahipti ve çalışmalarının karşılığını fazlasıyla alabiliyordu.
Bizans imparatorluğu yönetiminde Rum tüccarları yabancı limanlardan kovulmuşlarken Osmanlı yönetimine girdikten sonra gemilerine Türk bayrağı çekip ticari sefere çıktıklarında daha önce görmedikleri saygıyı ve ilgiyi Osmanlı tebaası olarak Avrupa devletlerinden görürlerdi.

10 Aralık 2014 Çarşamba

II.MURAT DEVRİNDEKİ SİYASİ OLAYLAR


VARNA SAVAŞI (1444)
II.Mehmet'in küçük yaşta tahta geçmesinden yararlanmak isteyen Avrupa devletleri, Edirne-Segedin Antlaşması' na uymayarak Macarlar ve Lehlilerin önderliğinde Haçlı birliği kurdular. Haçlı tehlikesi üzerine Osmanlı devlet adamları II.Mehmet'in babasının tekrar tahta geçmesini istediler.Bunun üzerine II.Murat ordunun başına geçti. Osmanlı ordusu 1444'te Varna'da karşılaştıkları Haçlı ordusunu büyük bir yenilgiye uğrattı.Macar kralı Ladislas, savaş sırasında öldü. Erdel voyvodası Hünyadi Yanoş kaçtı.
Varna Zaferi'yle, Osmanlı Devleti'nin Balkanlarda daha önce aldığı yenilgilerin etkisi ortadan kalktı ve buradaki Osmanlı egemenliği daha da arttı.

II.KOSOVA SAVAŞI (1448)
II.Murat Varna Zaferi'nden sonra Rumeli'deki ilerleyişini sürdürürken Arnavutluk'ta İskender Bey isyan etti.Osmanlı Devleti'nin bu isyanla uğraşmasından yararlanmak isteyen Avrupalılar, Varna yenilgisinin intikamını almak ve Osmanlı Devleti'nin Balkanlardaki ilerleyişini engellemek için yeni bir Haçlı ittifakı oluşturdular.Erdel voyvodası Hünyadi Yanoş komutasındaki Haçlı ordusu ile Kosova Meydanı'nda karşılaşan Osmanlı ordusu, büyük bir zafer kazandı.Bu zafere, Osmanlı Devleti'nin Balkanlardaki hakimiyeti kesinleşti.Balkanlarda Osmanlı Devleti'nin ilerleyişini engelleyebilecek önemli bir güç kalmadı. 

9 Aralık 2014 Salı

SİTENİN İŞLEYİŞİ

ARKADAŞLAR SİTENİZDE NEDEN OSMANLI BÜTÜN OLARAK BULUNMUYOR DİYE SORANLARINIZ OLUYOR.BU YÜZDEN BU BİLGİYİ PAYLAŞMA İHTİYACI HİSSETTİM.
SİTEMİZİN İŞLEYİŞİ ŞU ŞEKİLDEDİR;
OSMANLI TARİHİ EN BAŞINDAN BAŞLANARAK SONA DOĞRU GİDİLECEKTİR.YANİ HER ŞEYİ SIRAYLA İŞLİYORUZ.BU YÜZDEN GELDİĞİMİZ YERE KADAR BİLGİLER MEVCUTTUR AMA HER GÜN AKSATMADAN İLERLEYECEĞİMİZ İÇİN BİLGİLER HEM DAHA AKILDA KALACAKTIR HEMDE BÜTÜN BİLGİLER DAHA DETAYLI İŞLENMİŞ OLACAKTIR.

ÖNEMLİ DUYURU

SEVGİLİ TAKİPÇİLER ARTIK YAZILARIMIZI OKURKEN SEVDİĞİNİZ MEHTER MARŞLARINI SİTEMİZİN ÜST TARAFINDA BULUNAN MÜZİK ÇALAR SAYESİNDE DİNLEYEBİLİRSİNİZ.
MEVCUT PARÇALAR SIRASIYLA
1)Mehter Marşı-Ey Şanlı Asker
2)Mehter Marşı-Yelkenler Biçilecek
3)Mehter Marşı-Allah Yoluna Cenk Edelim
4)Mehter Marşı-Ceddin Dede
5)Mehter Marşı-Eski Ordu Marşı
6)Mehter Marşı-Osman Paşa
7)Mehter Marşı-Gafil Ne Bilir
8)Mehter Marşı-Akıncılar Marşı
9)Mehter Marşı-Hücum Marşı
10)Mehter Marşı-Yinede Şahlanıyor Aman

EDİRNE-SEGEDİN ANTLAŞMASI (1444)

Karamanoğulları isyanını bastırdıktan sonra tekrar Balkanlara geçen II.Murat Sırpların üzerine yürüdü.Belgrad hariç Sırbistan ele geçirildi.Bu sefer sırasında Erdel'e giren Osmanlı akıncıları Erdel voyvodası Hünyadi Yanoş'a yenildi.
Osmanlı ordusunun yenilmesiyle cesaretlenen Avrupalılar bir Haçlı ordusu kurdular.II.Murat , Haçlılarla yapılan savaşın kaybedilmesi ve aynı anda Karamanoğulları sorunuyla uğraşılmasından dolayı barış isteğinde bulundu ve 1444'te Macarlarla Edirne-Segedin Antlaşması'nı imzaladı.
EDİRNE-SEGEDİN ANTLAŞMASI'NIN MADDELERİ
-Sırp Krallığı yeniden kurulucak ve Osmanlı Devleti'ne vergi verecekti.
-Eflak, Osmanlılara vergi vermek koşuluyla Macaristan himayesine bırakılacaktı.
-Antlaşma 10 yıl geçerli olacaktı.
-Tuna Nehri sınır  olacaktı.
-İki taraf antlaşmaya uyacaklarına dair kutsal kitapları üzerine yemin edeceklerdi.
ANTLAŞMA SONRASI
Balkanlarda güvenliği sağladıktan sonra Anadolu'ya dönen II.Murat, Balkanlardaki fetihleri sırasında Osmanlı topraklarına saldıran Karamanoğulları üzerine devrin alimlerinden fetvalar alarak bir sefer daha düzenledi.II.Murat'ın düzenlediği seferden çekinen İbrahim Bey, Osmanlılarla antlaşma imzaladı.Karamanoğulları Seferin'den sınra II.Murat, tahttan kendi isteğiyle çekilerek taktı oğlu II.Mehmet'e bıraktı.