18 Aralık 2014 Perşembe

İSTANBUL'UN FETHİ (1453)


Roma İmparatorluğu'nun doğu ve batı olarak ikiye ayrılmasından sonra İstanbul, Ortodoks Hristiyan dünyasının merkezi haline geldi. Siyasi, dini, kültürel ve ekonomik yönden önemli bir şehir olan İstanbul, toplumsal yönden de farklı kültürleri içerisinde barındırıyordu. İstanbul halkının çoğunluğunu Ortodoks Rumlar oluşturuyordu. Ayrıca Yahudiler, Türkler, Arap, Galata bölgesinde de çoğunluğunu Venedik ve Cenevizlilerin oluşturduğu Katolik halk da burada yaşıyordu.
Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının kesişme noktası konumunda olan İstanbul, deniz ticaretinde de önemli bir şehirdi. Tarihinin ilk dönemlerinden itibaren aralarında Arap ve Türklerin de bulunduğu çeşitli kavimler tarafından kuşatılmış fakat alınamamıştı.
İstanbul, Hristiyan dünyasının Osmanlı Devleti'ne karşı son ve en güçlü kalesi olan bu nedenle de Hristiyanlar için sembolik önemi bulunan bir şehirdi. Bizans İmparatorluğu XV. yüzyıla gelindiğinde imparatorluk özelliğini kaybetmiş, hakimiyet sahası İstanbul surları ile sınırlı bir yerdi. Ayrıca Mora Yarımadası'nda despot denen yöneticiler de Bizans tarafından belirleniyordu. Osmanlı Devleti için stratejik ve ekonomik önemi olan İstanbul, nüfus potansiyeli ve askeri güç olarak bir tehlike oluşturmuyordu. Fakat Osmanlı Devleti'nin her sıkışık olduğu anda sorun oluşturmaktan geri kalmıyordu. 1451 yılında tahta çıkan II.Mehmet, Osmanlı Balkanlarda ilerlemesinin önündeki en büyük engel olarak Bizans'ı görüyordu.
Osmanlı Devleti, yaptığı askeri ve siyasi hazırlıkların ardından 6 Nisan 1453 tarihinde İstanbul'u kuşattı. 18 Nisana kadar yoğun top ateşi ile surlar yıkılmaya çalışıldı. 20 Nisanda denizde mücadeleler başladı. Haliç'in girişine gerilen zincir nedeniyle Osmanlı gemileri buraya giremediler. 22 Nisan gecesi gemiler kızaklarla Haliç'e indirildi. Haliç'te Osmanlı donanmasını gören Bizanslıların morali bozuldu.
Karadan ve denizden saldırıya geçen Osmanlı kuvvetleri, 54 gün sonra, 29 Mayıs 1453'te İstanbul'a girerek şehri teslim aldı. Şehre hiç dokunulmadığı gibi kuşatma sırasında şehirden kaçanların dönmesine de izin verildi.
Fatih Sultan Mehmet, Ortodokslara din ve vicdan hürriyeti tanıyarak halkın desteğini almış, aynı zamanda Katolik Ortodoks birleşmesinin de önüne geçmiştir. Ayrıca Fener Rum Patrikhanesi'nin de devamına izin vermiştir. Fatih'in İstanbul halkına verdiği özgürlükleri duyan papa, Osmanlı Devleti'nin esas zaferi şimdi kazandığı itirafında bulunmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder