19 Temmuz 2015 Pazar

Ramazan Bayramı


Tüm Müslüman Aleminin Ramazan Bayramı Mübarek olsun.
                                        İyi Bayramlar !

11 Mayıs 2015 Pazartesi

Doğuş Otomotiv Trafik Hayattır!

Direksiyon başında mesajlaşmayın, güvenliğinizi riske atmayın.
Trafik Hayattır!

Gelişen teknoloji sayesinde günlük işlerimizin birçoğunu cep telefonları üzerinden yapmak hem hayatımızı kolaylaştırıyor hem de cep telefonuna olan bağımlılığımızı giderek arttırıyor. Bu bağımlılık trafikte ise önemli bir tehlike unsuru yaratıyor.
Araç kullanırken cep telefonuyla mesajlaşmak veya konuşmak sadece sürücü güvenliğini değil, yaya güvenliğini de tehlikeye atan en büyük hatalardan biri olarak gösteriliyor. Yapılan bir araştırmaya göre cep telefonuyla mesajlaşan veya konuşan bir sürücünün sarhoş bir sürücü ile aynı tepkileri verdiği öne sürülüyor. Tüm bu sebeplerden ötürü Doğuş Otomotiv’in kurumsal sorumluluk platformu Trafik Hayattır cep telefonu kullanımı konusuna dikkat çekerek, toplumu bilinçlendirmeyi hedefliyor.
Trafik güvenliği bilincini toplumun tüm kesimlerine yaymak için faaliyetlerini sürdüren Trafik Hayattır, 4 ana mesaj üzerinden farkındalık yaratmayı hedefliyor. Bu kapsamda, platform aşırı hız, bebek koltuğu kullanımı, emniyet kemeri gibi trafik güvenliği stratejik mesajlarına son yıllarda ‘cep telefonu’ kullanımını da ekledi. Trafik Hayattır cep telefonu kullanımına dikkat çeken dergi ve gazete ilanlarına ek olarak, yeni animasyon serisindeki animasyonlarla da cep telefonu kullanımının risklerini esprili şekilde aktarıyor.
Bir boomads advertorial içeriğidir.

5 Nisan 2015 Pazar

DUYURU


SİTEMİZ ÇOK YAKINDA DAHA GENİŞ KONU ÇERÇEVESİYLE VE YENİ PROJELERLE DAHA AKTİF OLACAKTIR. 

13 Şubat 2015 Cuma

İLETİŞİM


İLETİŞİM SAYFAMIZ AKTİF OLMUŞTUR. GÖRÜŞ VE İSTEKLERİNİZİ PAYLAŞMANIZ KENDİMİZİ GELİŞTİRMEMİZE YARDIMCI OLUR.

ANKET ( 3 SEÇENEKLİ TEK SORU )


-SİZCE AŞAĞIDAKİ PADİŞAHLARDAN HANGİSİNİN SALTANATI  DEVAM ETSEYDİ OSMANLI DEVLETİNİN DURUMU DAHA İYİ OLURDU?

(3 PADİŞAHINDA ORTAK YANI TAHTAN ZORLA İNDİRİLMELERİ)

A) II. (GENÇ) OSMAN

B) III. SELİM

C) II. ABDÜLHAMİD


NOT : ARKADAŞLAR ANKETİ BU ŞEKİLDE YAPMAMIN SEBEBİ VERECEĞİNİZ CEVAPLARIN NEDENLERİNİ MERAK ETMEMDİR. EĞER MÜMKÜNSE CEVABINIZI NEDENİYLE YORUM OLARAK YAZARSANIZ BİLGİ PAYLAŞIMI OLUR. BİLMEYENLEREDE YARDIMCI OLMUŞ OLURSUNUZ.

12 Şubat 2015 Perşembe

BURSA ULU CAMİ










FOTOĞRAFLAR KENDİ ÇEKİMİMDİR. GİTMEYENLERE BİR NEBZE ANLATABİLDİYSEM MUTLULUK DUYARIM.

11 Şubat 2015 Çarşamba

KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN DÖNEMİ DİĞER OLAYLAR

-HİNT DENİZ SEFERLERİ (1538-1553)
-MALTA SEFERİ (1565)
-RODOS ADASI'NIN FETHİ (1522)
-CEZAYİR'İN OSMANLI TOPRALARINA KATILMASI (1533)
-TRABLUSGARP'IN OSMANLI TOPRAKLARINA KATILMASI (1551)
-CERBE SAVAŞI (1559)
-ZİGETVAR SEFERİ VE KANUNİ'NİN ÖLÜMÜ (1566)

NOT : İSTEYENLER İÇİN MAİL YOLUYLA BU OLAYLAR DETAYLI OLARAK GÖNDERİLİR.

10 Şubat 2015 Salı

PREVEZE DENİZ SAVAŞI (1538)


Barbaros Hayrettin Paşa'nın kaptanıderya olmasından sonra İtalya kıyılarına baskınlar düzenleyerek Venediklilere ait kaleleri fethetmesi ve Akdeniz hakimiyetine yönelmesi, Avrupa devletlerini harekete geçirdi. Roma-Germen imparatoru Şarlken'in öncülüğünde İspanya, papalık, Venedik ve Portekizliler arasında yapılan ittifak antlaşması sonunda Andrea Doria komutasında büyük bir Haçlı donanması hazırlandı. Bu donanma ile yapılan savaşı Osmanlılar kazandı.
Haçlı Donanması hakikaten mükemmeldi. 308 adet harp gemisi olmak üzere 600 gemi, bu gemilerde kürekçilerden başka 60.000 asker vardı. Bu gemilerin 20 kadarı da 2000 asker taşıyan ve ''karaka'' denen gemilerdi. Bunun karşısında Barbaros'un donanmasında 122 adet küçük gemi ve 20.000 asker vardı.
Barbaros, yerinde bir tedbir düşünerek Preveze denen kale yakınındaki bazı yerlerde pusu kurdu. Uzun menzilli Türk topları gemileri dövmeye başladı. Düşman gemileri tahrip edilmeye başlandı. Andrea Doria durumun vehametini anlamıştı. Barbaros Haçlı donanmasını merkezden yarma harekatına girişti. Turgut Reis ise çevirme harekatı ile düşman filosunu kapanan bir hilalin ortasına aldılar. Daha fazla dayanamayacağını anlayan Andrea Doria bir kadırga ile kaçmaya başladı.
(Peçevi İbrahim Efendi, Peçevi Tarihi, C 1, s.158)

Barbaros Hayrettin Paşa, üstün denizcilik bilgisi ve tecrübesinin yanında emsalsiz bir taktisyen olduğunu, 27 Eylül 1538 tarihinde Preveze Deniz Savaşı'nda göstermiştir. Taktik baskının yarattığı sürpriz etkisi Andrea Doria komutasındaki Haçlı donanmasını şaşkına çevirmiş, Haçlı donanması panik içerisinde dağılarak büyük kayıplarla geri çekilmek zorunda kalmıştır.

9 Şubat 2015 Pazartesi

OSMANLI-İRAN İLİŞKİLERİ


-I. Selim, Çaldıran Savaşı'nı  kazanmasına rağmen, Safevi Devleti'ni ortadan kaldıramamıştır.
-Safevi Devleti'nin Doğu Anadolu'ya göz dikmesi ve faaliyerlerini yoğunlaştırması nedeniyle Kanuni, İran üzerine aralıklarla seferler düzenlemiştir.
IRAKEYN SEFERİ (1534)
-Irak-ı Acem (Tebriz çevresi) ve Irak-ı Arap (Bağdat,Basra) toprakları alındığından iki Irak anlamında Irakeyn Seferi denilmiştir.
-Bu seferlerle Tebriz ve Bağdat alınmıştır. Irak'ın alınmasıyla Basra Körfezi'ne ulaşılmıştır.
1548 VE 1553 İRAN SEFERLERİ
Safevi Şahı Tahmasb'ın Tebriz, Nahcıvan, Van ve Erzincan kalelerini alması üzerine İran Seferi'ne çıkan Kanuni, buraları Safevilerden geri almıştır. İki seferde de Kanuni, karşısında savaşacak İran ordusu bulamamıştır. Bu seferler sonucunda Erivan, Karabağ ve Nahcıvan alınmıştır.
AMASYA ANTLAŞMASI (1555)
Savaşlardan bir sonuç alamayacağını anlayan Safeviler, Osmanlı Devleti'nden barış istemiş Kanuni de Avusturya üzerine sefere çıkmayı düşündüğünden antlaşma yapılmıştır.
İran; Tebriz, Irak ve Doğu Anadolu'nun Osmanlı toprağı olduğunu kabul etmiştir.
Bu antlaşma Osmanlı Devleti ile İran arasında yapılan ilk resmi antlaşmadır.
Osmanlı Devleti Basra Körfezi'ne kadar ulaşmış, Hint Okyanusu ile bağlantı sağlanmıştır.
Bağdat Osmanlı Devleti'nin eline geçmiştir.

(Fem Dergisi Yayınları)

7 Şubat 2015 Cumartesi

OSMANLI-AVUSTURYA İLİŞKİLERİ


I. VİYANA KUŞATMASI (1529)
-Osmanlı Devleti'nin Macaristan'ı himayesine almasına razı olmayan Alman İmparatoru Şarlken ve Avusturya Arşidükü Ferdinand yeni bir Macar Kralı seçerek Macaristan'ı iki krallığa ayırmışlardır.
-Ferdinand Macaristan'a girerek Budin'i işgal etmiştir. Bunun üzerine Kanuni de Avusturya üzerine sefere çıkmıştır.
-Osmanlı ordusu Budin'i geri almış, kaçan Ferdinand'ı izleyerek başkent Viyana'yı kuşatmıştır.
-Avusturya ordusu, Osmanlı ordusunun gücünden çekindiği için Osmanlı Devleti'nin karşısına çıkamamış, şartların zorlaşması üzerine Viyana'nın kuşatması kaldırılmıştır.
-Viyana'nın alınamamasında kuşatma hazırlığının tam olarak yapılmaması ve kış mevsiminin yaklaşması etkili olmuştur.
ALMANYA SEFERİ (1532)
-Avusturya Arşidükü Ferdinand, vergi karşılığında kendisinin Macar Kralı olarak atanmasını istemiş, bu teklifi Osmanlı Devleti tarafından kabul edilmeyince Budin'i tekrar almıştır.
-Yeniden sefere çıkan Kanuni Avusturya ordusunu takip ederek Almanya'nın içlerine kadar girmiş, ancak Ferdinand ve Şarlken, Kanuni'nin karşısına çıkamamıştır.
-Şarlken bu sırada Osmanlı Devleti'ne karşı Akdeniz'de bazi faaliyetlerde bulunmak istemişse de başarılı olamamıştır.
-Osmanlı akıncıları Avrupa'ya pek çok akınlar düzenlemişler, çaresiz kalan Ferdinand barış istemiş ve 1533 İstanbul Antlaşması imzalanmıştır.
İSTANBUL ANTLAŞMASI (1533)
-Avusturya Arşidükü protokol bakımından Osmanlı sadrazamına denk sayılacak ve yazışmalarda sadrazama biraderim diyecektir.
-Ferdinand, Jan Zapolya'nın Macar Krallığı'nı tanıyacaktır.
-Avusturya her yıl Osmanlı Devleti'ne elinde bulundurduğu Macar toprakları için 30.000 düka altın vergi ödeyecektir.
-Barış süresi Avusturya'nın isteğine bırakılacaktır.
ANTLAŞMANIN ÖNEMİ ;
-Kanuni, İran üzerine bir sefer yapmayı düşündüğünden bu antlaşmayı yapmıştır.
-Osmanlı Devleti'nin Avusturya ile yaptığı ilk resmi antlaşmadır.
-Avusturya Osmanlı Devleti'nin üstünlüğünü hem protokol bakımından hem de vergi ödeyerek kabul etmiştir.
-Avusturya karşısındaki bu üstünlük 1606 Zitvatorok Antlaşması'na kadar devam etmiştir.
BUDİN BEYLERBEYLİĞİ'NİN OLUŞTURULMASI (1541)
Macar Kralı Yanoş ölümü üzerine, Avusturya Arşidükü Ferdinand Budin'i almıştır. Bunun üzerine sefere çıkan Kanuni, Budin Beylerbeyliğini oluşturarak Macaristan'ı Osmanlı topraklarına katmıştır. Macar Kralı ise Erdel Beyi olarak tayin edilmiştir. (Erdel Beyliği Osmanlı Devleti'ne bağlıdır.)

(Fem dergisi yayınları)

6 Şubat 2015 Cuma

OSMANLI-MACAR İLİŞKİLERİ


Roma-Germen İmparatorluğu'na ve Avusturya'ya akrabalık bağlarıyla bağlı olan Macaristan, Balkan topraklarını tehdit ediyordu. Macaristan kralı II. Layoş, Şarlken'e güvenerek Osmanlı Devleti'ne karşı geliyor ve Balkan devletlerini Osmanlı'ya karşı kışkırtıyordu.
BELGRAD'IN FETHİ (1521)
Kanuni'nin iki devlet arasındaki sorunları görüşmek için Macaristan'a gönderdiği elçinin öldürülmesi üzerine, Belgrad şehri nehirden ve karadan kuşatılarak fethedildi (1521). Avrupa'yı Balkanlara bağlayan Belgrad şehri Orta Avrupa'da yapılacak fetihler için üs haline getirildi.
MOHAÇ MEYDAN SAVAŞI (1526)
Macaristan'ın Belgrad'ı geri almak istemesi ve Osmanlı topraklarına saldırması Osmanlı-Macar ilişkilerinin yeniden bozulmasına neden oldu. Fransa kralı Fransuva'nın Roma-Germen İmparatoruna yenilerek esir düşmesi üzerine Macaristan üzerine sefer düzenleme kararı alındı. Kanuni Sultan Süleyman, Tuna Nehri'nin kuzeyinde kalan ülkeleri de fethetmek amacıyla harekete geçti.
Savaş iki saat kadar sürdü. Yüz bini aşkın Macar ordusu tamamen imha edildi. Macaristan'ın başkenti Budin fethedildi. Jan Zapolya (Yanoş) Macar tahtına getirildi ve Macaristan Osmanlılara bağlandı. Osmanlıların Orta Avrupa Egemenliği güçlenirken Osmanlı-Avusturya mücadelesi başlamış oldu.

5 Şubat 2015 Perşembe

KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN YAZIŞMALARI


FRANSA KRALI FRANSUVA'YA GÖNDERDİĞİ MEKTUP:
''Ben ki sultanlar sultanı, hakanlar hakanı, hükümdarlara taç veren, Allah'ın yeryüzündeki gölgesi, Akdeniz'in, Karadeniz'in, Rumeli'nin, Anadolu'nun, Azerbaycan'ın, Şam'ın, Halep'in, Mısır'ın, Mekke'nin, Medine'nin, Kudüs'ün, bütün Arap diyarının, Yemen'in, nice memleketlerin sultanı ve padişahı Sultan Bayezit Han oğlu Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman Han'ım. Sen ki Fransa vilayetinin kralı Fransuva'sın.
hükümdarların sığındığı kapıma elçinizle mektup gönderip, ülkenizi düşman istila edip, şu anda hapiste olduğunuzu bildirip kurtuluşunuz konusunda bizden yardım talep ediyorsunuz.
Söylediğiniz her şey dünyayı idare eden tahtımızın ayaklarına arz olunmuştur. Her şeyden haberdar oldum. Yenilmek ve hapsolunmak hayret edilecek bir şey değildir. Gönlünüzü hoş tutup üzülmeyesiniz. Böyle bir durumda atalarımız düşmanları mağlup etmek ve ülkeler fethetmek için seferden geri kalmamışlardır. Biz de atalarımızın yolundayız ve daima memleketler ve alınmaz kaleler fetheylemekteyiz. Gece gündüz daima atımız eyerlenmiş ve kılıcımız belimizde kuşatılmıştır. Yüce Allah hayırlara bağışlasın. Allah'ın istediği ne ise olur. bundan başka haberleri gönderdiniz elçiden öğrenirsiniz. Böyle biliniz.''
Zuhuri DANIŞMAN, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi,c 6,s.50'den sadeleştirilmiştir.

KANUNİ'NİN FERDİNAND'A GÖNDERDİĞİ MEKTUP:
Bu zamana kadar erlik davası edersin. Meydana çık da savaşalım dersin. Şimdiye kadar kaç defa topraklarına gelip istediğimi yapıyorum. Fakat ne senden ne de yandaşlarından ne bir haber ne bir iz var. Size hükümdarlık haramdır. Askerlerinden utanmaz mısın? Eğer cesaretin varsa çık meydana seninle kozlarımızı paylaşalım. Eğer bu kez de savaş meydanına çıkmazsan yiğitlik namını ağzına almayasın.
Peçevi İbrahim Efendi,Peçevi Tarihi,s.126

4 Şubat 2015 Çarşamba

KAPİTÜLASYONLAR

OSMANLI-FRANSIZ İLİŞKİLERİ VE KAPİTÜLASYONLAR

Osmanlı-Fransız ilişkileri, Fransa Kralı I. Fransuva'nın Alman İmparatoru V. Şarlken'e tutsak düşmesi ve yardım isteği ile başladı. Osmanlıların, batıda genişledikleri ve güçlü oldukları dönemde, Avrupa'nın en güçlü devleti, Alman İmparatorluğu idi. Kanuni'nin padişah olduğu dönemde, Alman İmparatorluğunun başında V. Şarlken bulunuyordu. V. Şarlken, akrabalık yoluyla, hemen hemen Avrupa'nın yarısına sahip olmuştu.
1516'da Alman imparatorluk tacı için mücadele ettiği Fransa Kralı I. Fransuva ile arası açıktı. I. Fransuva, Fransa'nın her yandan V. Şarlken'in topraklarıyla çevrili olmasından dolayı, bu çemberi kırabilmek için yaptığı Pavia Savaşı'nda yenildi ve V. Şarlken'e esir düştü (1525). Önce annesi, daha sonra da I. Fransuva, Kanuni'ye mektup yazarak yardım istediler. Kanuni, yardım sözü verdi ve sözünü tutmak için 1526'da Macaristan seferine çıktı. Bu seferin sonucu Mohaç Zaferi oldu.
Kanuni, I. Fransuva'yı esaretten kurtardı. Böylece, Osmanlı-Fransız ilişkileri de başlamış oldu. Kanuni, İstanbul'a dönüşünde Fransa Kralı'nın kendisinden istediği ekonomik, ticari ve hukuki ayrıcalıkları kabul ederek, Fransa ile bir antlaşma imzaladı (1535). Fransa tarihinde ''Kapitülasyon'', Osmanlı tarihinde ''Uhud-u atik'' ya da ''İmtiyazat-ı Mahsusa'' olarak geçen bu antlaşmanın (1535) başlıca maddeleri şunlardır:
-Fransız ticaret gemileri, Osmanlı denizlerinde serbestçe dolaşabilecek ve istedikleri limanlara girebilecekler...
-Fransız tüccarlardan, diğer milletlerin tüccarlarına göre, daha az gümrük vergisi alınacak...
-Osmanlı Devleti'nde Fransız tüccarlar arasındaki ticari ve hukuki davalara gönderilecek bir Fransız yargıcı bakacak...
-Fransız tüccarlar ile Türkler arasındaki davalara, divanda kazasker bakacak, ancak Fransızca bilen bir de tercüman bulundurulacak...
-Osmanlı ülkesine yerleşmiş Fransızlar din ve mezheplerinde serbest olacak...
-Osmanlı vatandaşları da Fransa topraklarında ve denizlerinde aynı haklardan yararlanacak...
-Antlaşma, iki taraf hükümdarları sağ kaldıkça geçerli olacak.
Kanuni'nin, Fransa ile antlaşması ve bazı ayrıcalıklar tanıması, Osmanlı Devleti'nin gücüne güvenmesindendi. Ayrıca bu sayede Fransa'yı kendi yanına çekecek, sonuç olarak Hristiyan birliği parçalanacaktı. Antlaşma, Kanuni döneminde hem Fransa, hem de Osmanlı Devleti açısından yararlı oldu. Bu antlaşma ile Osmanlı donanması, Batı Akdeniz'de, Fransız limanlarından yararlanmaya başladı.
(Bahadıroğlu,2013)

3 Şubat 2015 Salı

HAYIRDA YARIŞAN KADIN : HÜRREM SULTAN


Kanuni Sultan Süleyman'ın sevgili eşi Hürrem Sultan, genelde tarihçilerimiz tarafından lanetlenmek ile birlikte müthiş bir hayır eseri tutkunudur. Buna rağmen lanetlenmesinin sebebi, ''Elinin hamuruyla'' erkek işine karışması, oğlunu (II. Selim) hayatta tutmanın tek yolu olan padişahlığa oğlunu getirmeye çalışmasıdır. Çünkü Osmanlı töresine göre Selim ya padişah olacak, ya da ölüm şerbetini içecektir. Bunun başka çaresi yoktur... Hürrem Sultan bunu dikkate alarak, oğlunun öldürülmemesi için çabalamıştır. Oğlunu hayatta tutmaya çalıştığı için hangi anne suçlanabilir ? Ama Hürrem insafsızca suçlanmış, Kanuni' yi etkilediği için ''kötü kadın'' ilan edilmiştir. Oysa her kadın kocasını etkilemeye çalışır. Kuşkusuz o da etkilemeye çalışmıştır. Bunun için onu suçlamak yerine anlamaya çalışmak lazımdır.
eğer ortada bir suç, ya da günah varsa, bunun sorumlusu Hürrem Sultan'dan ziyade, hüküm mevkinde olan Kanuni' dir. Sanırım tarihleri erkek kalemler yazdığı için Kanuni' yi beraat ettirmekte, Hürrem Sultan'ı ise ipe çekmektedirler. Oysa Hürrem Sultan uhrevi endişeler taşıyan bir annedir. Aynı zamanda bir hayır eseri tutkunudur. Mimar Sinan'a cami, medrese, şifahane, hamam, kervansaray ve su tesislerini de içeren Haseki  Külliyesi'ni o yaptırmıştır. Ayasofya'nın karşısındaki Çifte Hamam da bir Hürrem Sultan hayrıdır. Manisa ve Haseki Darüşşifaları ise onun adına kurulmuştur.
Hürrem Sultan'ın hayır eserlerinden bazıları;
Hürrem Haseki Sultan İstanbul Haseki'de bir cami ile şadırvan, yanında imaret, medrese, darüşşifa, çeşme, sebil ve mektep... Ayasofya'da bir hamam... Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere ile Kudüs'te birer imaret... Birçok şehirde, medrese, cami, imaret, kervansaray, çeşme, su yolları ve köprüler yaptırmıştır... Ayrıca, Mekke ve Medine'de dağıtılmak üzere her sene 3000 altın gönderirdi. Hayır eserleri yaptırırken parasız kaldığı ve sefalet çektiği, seferde olan Kanuni'ye yazdığı mektuplardan anlaşılmaktadır.
(Bahadıroğlu,2013,s;90-91)

Not:Arkadaşlar bende bir tarihseverim. Netice olarak tarihçi değilim. Tarihçilerin yazmış olduklarını yazmakla beraber benimde katılmadığım noktalar oluyor. En basit örnekten Hürrem Sultan konusunda ben yazara pek katılmıyorum ama aksini ispat edemedikçe doğru kabul etmek zorundayız. 

1 Şubat 2015 Pazar

HÜRREM SULTAN VE ŞEHZADE MUSTAFA OLAYI


Tarihçinin görevi teşhis ve tespittir. Yargılamayı tarih yapar. Herhangi bir kişi hakkındaki en yanılmaz hükmü ise sadece Allah verir. Bu bakımdan padişahların, sadrazamların, vezirlerin ve hepimizin hesap vermesi kaçınılmazdır. Günah işleyen padişah bile olsa bunun sonuçlarına katlanacaktır. Bu girizgahtan sonra, diyeceğim şu ki, Şehzade Mustafa'nın katlinde gerçi Hürrem Sultan'la Sadrazam Damat Rüstem Paşa'nın parmağı var, ama Şehzade'nin bazı yanlış davranışlarının da bunda payı yok mu ?
Şehzade öyle şeyler yapmış ki, babası, tahtı üvey kardeşlerinden kapmak içim, Şehzade Mustafa'nın bir isyan hazırlığında olduğuna, hatta bunun için İran Şahı Tahmasb'la gizli ittifak kurduğuna inanmış, yahut buna inandırılmıştı. Sonuçta bu inancını dönemin Şeyhülislamı Ebussuud Efendi'ye aktardı ve ondan ''idam'' fetvası istedi. Şehzade Mustafa bu fetva ile idam edildi. Yani Şehzade Mustafa'nın idamı için gereken yüksek mahkeme kararı (Şeyhülislam fetvası) vardır. Öte yandan, tarihi tüm ayrıntısıyla bilmek, bizim durumumuzdaki ülke tarihçisi açısından, elbette mümkün değildir. Çünkü zaten tarihin belgelerin tamamı henüz tasnif edilememiştir. Demektir ki, yeni bir kaç belge tarih bilgimizi kökünden sarsabilir. Bu bakımdan tarihin kişilikler hakkında hüküm vermede, özellikle de onları suçlamada acele etmemek gerekir. Bir nokta daha : Tarihçi, tarihin (ve tarihi şahsiyetlerin) ne avukatı, ne yargıcı, ne de celladıdır.

31 Ocak 2015 Cumartesi

I. SÜLEYMAN (KANUNİ)

KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN

Babası : I. Selim (Yavuz)
Annesi : Hafize (Hafsa) Valide Sultan
Doğumu : Trabzon, 06 Kasım 1494
Vefatı : Zigetvar, 07 Eylül 1566
Devlet Sınırları : 14.892.000 km2
Türbesi : İstanbul, Süleymaniye Cami mihrabı önünde.
Erkek Çocukları : İkinci Selim, Bayezid, Abdullah, Murad, Mehmed, Mahmud, Cihangir, Mustafa.
Kız Çocukları : Mihrimah Sultan, Raziye Sultan.

Hakkında
Kanuni Sultan Süleyman 1494'te Trabzon'da doğdu. Babası Yavuz Sultan Selim, annesi Hafsa Hatun'dur. Kanuni Sultan Süleyman devri, Türk hakimiyetinin doruk noktasına ulaştığı bir devir olmuştur. Babası Yavuz Sultan Selim, onu küçük yaşlardan itibaren çok titiz bir şekilde yetiştirmeye çalıştı. Benzeri görülmemiş bir terbiye ve tahsil gördü. İlk eğitimini annesinden ve ninesi Gülbahar Hatun'dan (Yavuz Sultan Selim'in annesi) aldı.
Yedi yaşına gelince eğitim için İstanbul'a, dedesi Sultan İkinci Bayezid'in yanına gönderildi. Şehzade Süleyman, burada Karakızoğlu Hayreddin Hızır Efendi'den tarih, fen, edebiyat ve din dersleri alırken; bir yandan da savaş teknikleri konusunda öğrenim görüyordu. 15 yaşına kadar babası Yavuz Sultan Selim'in yanında kalan Şehzade Süleyman, kanunlar gereği sancak istemesi üzerine, önce Şarki Karahisar'a oradan da Bolu, kısa bir süre sonra ise Kefe Sancakbeyliği'ne tayin edildi (1509).
Yavuz Sultan Selim'in 1512 de tahta geçmesi üzerine İstanbul'a çağrılan Şehzade Süleyman, babasının kardeşleriyle mücadelesi sırasında İstanbul'da kalarak babasına vekalet etti. Bu sırada Saruhan Sancakbeyliği'nde de bulundu.
Babası Yavuz Sultan Selim'in ölümü üzerine 30 Eylül 1520'de 25 yaşındayken Osmanlı Tahtına geçti. Kendisinden başka erkek kardeşi olmadığı için tahta geçişi kolay oldu. Kanuni Sultan Süleyman, azim ve irade sahibiydi. Yapacağı işlerde hiç acele etmez, gayet geniş düşünür ve verdiği emirlerden asla geri dönmezdi. İş başına getireceği adamları, kabiliyet derecelerine göre seçerdi.
Zigetvar kuşatmasını idare ederken, 7 Eylül 1566 tarihinde 71 yaşında vefat etti. Kendisine ''Kanuni'' denmesi, yeni kanunlar icat etmesinden değil, mevcut kanunları yazdırtıp çok sıkı bir şekilde tatbik etmesinden dolayıdır.
Kanuni, düşmanlarının bile kabul ettiği gibi, adil bir padişahtı. Mısır Beylerbeyi Hüsrev Paşa'nın Mısır'dan topladığı vergileri haddinden fazla bulması üzerine, vergi artışının baskıyla sağlanıp sağlanmadığını belirlemek üzere Mısır'a müfettişler göndermiş, vergi artışının yağış ve sulamayla ilgili olduğu belirlenmesine rağmen, her ihtimale karşı Hüsrev Paşa'yı görevden almıştı.

(Bahadıroğlu,2013,s;87-88)

YAVUZ SULTAN SELİM ZAMANINDA YAPILAN YENİLİKLER

ASKERİ ALANDA YAPTIĞIN YENİLİKLER: SULTAN SELİM HAN İHTİYARLARLA ANLAŞIP YENİÇERİ OCAĞINDA BAZI DEĞİŞİKLİKLER YAPMIŞTIR BUNA GÖRE YENİÇERİ AĞASI SARAY TARAFINDAN;OCAK ERKAN-I HARBİYESİ DE SALTANAT MAKAMI TARAFINDAN TAYİN EDİLECEK BÖYLECE  KUMANDA HEYETİ SALTANAT MAKAMINA DAHA SIKI BAĞLANDI.

DONANMA DA YAPITI YENİLİKLER: SELİM HAN AĞUSTOS 1518 DE EDİRNEYE GİTMEDEN ÖNCE İSTANBULDA FRENKLERE EŞ BİR TERSHANE YAPILMASINI EMRETTİ DAHA SONRA 700 ER TONLUK 150 GEMİ İÇİN ARAP KÜREKÇİLER GETİRTİLDİ.MEMLÜK KOMUTANI SELMAN REİS İSTANBULA ÇAĞIRILDI VE KISA SÜREDE 250 GEMİLİK BİR DONANMA HAZIRLANDI.RODOS SEN JAN ŞOVALYELERİ BU DONANMADAM KORKARAK KENDİ SAVUNMALARINI GÜÇLENDİRDİLER ANCAK SULTAN SELİM'İN ÖMRÜ BU DONANMAYI KULLANMAYA ÖMRÜ YETMEDİ.

İMAR ALANINDA YAPTIĞI YENİLİKLERİ BİR ÖNCEKİ MAKALEMİZDE VERMİŞTİK

30 Ocak 2015 Cuma

YAVUZ SULTAN SELİM (KISSA)


Yavuz Sultan Selim, babasından devraldığı tatminkar hazineyi ağzına kadar doldurdu. Hazinenin kapısını mühürledikten sonra, şöyle vasiyet etti;
''Benim altınla doldurduğum hazineyi, torunlarımdan her kim doldurabilirse kendi mührü ile mühürlesin, aksi halde Hazinei hümayun benim mührümle mühürlensin.''
Bu vasiyet tutuldu. O tarihten sonra gelen padişahların hiçbiri hazineyi dolduramadığından, hazinenin kapısı daime Yavuz'un mührüyle mühürlendi.


RİDANİYE SAVAŞI

RİDANİYE SAVAŞI (1517)

Ertesi yıl Mısır üzerine yürüdü. Kansu Gavri'nin ölümünden sonra Memluk Sultanlığı'na Tomanbay getirilmişti. 15 Aralık 1516'da Şam'dan hareket eden Yavuz Sultan Selim, Hanyunus ve Elariş üzerinden Sina Çölü'nü geçerek altmış bin asker ve 500 toptan oluşan ordusuyla Kahire yakınlarına ulaştı (21 Ocak 1517). Daha önce keşif yapmakla görevlendirdiği Rumeli Beylerbeyi Küçük Sinan Paşa burada Yavuz'a katıldı. Bu arada Memluk Sultanı Tomanbay, 30.000 kişilik ordusuyla Kahire'ye giden yol üzerineki Ridaniye'de savaş düzenine girmişti.
Tomanbay az sayıda bir kuvvetle kaçmayı başardı (1517). Savaşı kazanan Osmanlı ordusu Kahire'ye girdi. Tomanbay, yakalandı ve idam edildi.
Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferinin çok önemli sonuçları oldu. Bir kere Suriye, Filistin Mısır Osmanlı topraklarına katıldı. Özellikle Mısır'ın fethi Osmanlılara Kuzey Afrika'nın yolunu açtı. Mısır'ı üs olarak kullanıp Kuzey Afrika'ya yürünecekti. Hicaz Emiri, oğlunu Yavuz Sultan Selim'e göndererek Mekke'de bulunan kutsal emanetlerle birlikte, Kabe'nin ve Mekke-Medine'nin anahtarlarını gönderdi. Bu sembolik anlamda hakimiyet nişanesi demekti. Sonra kutsal emanetler İstanbul'a getirildi. Venedikliler, Kıbrıs adası için her yıl Memluklere ödedikleri vergiyi, bundan sonra Osmanlılara vermeye başladılar. Mısır'ın fethiyle birlikte Baharat yolu Osmanlıların eline geçti. Ancak bu tarihlerde Portekizliler, Ümit Burnu'nu dolaşarak Hindistan deniz yolunu bulmuş oldukları için, Baharat Yolu'ndan istenilen ekonomik kazanç sağlanamadı. Yavuz Sultan Selim, Mısır'daki bilim ve sanat adamlarını da beraberinde İstanbul'a getirdi.

(Bahadıroğlu,2013,s;82-84)

29 Ocak 2015 Perşembe

CİHAN PADİŞAHI YAVUZ SULTAN SELİM HAN BELGESELİ

ESERLER

YAVUZ SULTAN SELİM ZAMANINDA YAPILAN MİMARİ ESERLER SULTAN SELİM HAN ÖNCELİKLE FATİH SULTAN MEHMET HAN ZAMANINDA YAPILAN HALİÇ TERSHANESİNİ KAPASİTESİNİ ARTTIRDI ; MEDRESELER VE BUNLARIN YANINDA SOSYAL VE TİCARİ FALİYETLER İÇİN YARARLI BİRÇOK BİNA YAPTIRILDI ; AYRICA DİYARBAKIR FATİH PAŞA ELBİSTAN ULU CAMİİ,ŞAM DA SALİHLİYE DE MUHYİDDİNİ ARABİYE CAMİİNİ,İMARET VE TÜRBE GİBİ BİRÇOK ESERDE YAPTIRMIŞTIR. BUNLARIN YANINDA İSTANBUL SULTAN SELİM CAMİİ NİN TEMELİNİ ATTIRMIŞ FAKAT BİTİRMEYE ÖMRÜ YETMEMİŞTİR BU ESERİNİ KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN HAN TAMAMLAMIŞTIR.

HALİFELİK

İLK HALİFE SULTAN

Osmanlılar ile Memlukler arasında, Fatih döneminden beri süregelen anlaşmazlıklar bulunuyordu. II. Bayezid döneminde, iki devlet arasında çıkan ve altı yıl süren savaşlar sonunda, anlaşmaya varılmıştı. Ancak bu durum, iki devlet arasındaki sürtüşmeleri tümüyle ortadan kaldırmamıştı. Yavuz Sultan Selim döneminde, Dulkadiroğulları Beyliği'ne son verilmesi, Osmanlılar ile Memlukler arasındaki mevcut gerginliği daha da artırdı. Ayrıca, Mısır'ın alınması, Ekonomik yönden de Osmanlılar için önemliydi. Çünkü Mısır alınırsa, buradan geçen ticaret yılları (baharat yolu) ele geçirilecek ve bu sayede Avrupa ülkeleri, ekonomik yönden Osmanlı Devleti'ne bağımlı duruma geleceklerdi. Yavuz Sultan Selim, Mısır seferine karar verirken, siyasi, dini ve ekonomik faktörleri de dikkate almıştır.
Zafer sonrasında, Yavuz, amacına ulaştı : Halifeliği, son Abbasi halifesi III. Mütevekkil Alellah Muhammed'den aldı. ''Halife'' unvanı, Halep'te Sultan Selim'e geçti.
Halep'e girilmesinin ardından ilk cuma namazında hutbe Yavuz'un adına okundu. Daha önceki halifeler ''Hakimü'l-Haremeyni'ş Şerifeyn'' olarak anılıyordu. Yavuz Sultan Selim, ''Mekke ve Medine'nin hakimi'' anlamına gelen bu unvanı, ''Mekke ve Medine'nin hizmetkarı'' anlamına gelen ''Hadimü'l-Haremeyni'ş Şerifeyn'' olarak değiştirdi. O günden sonra gelen bütün Osmanlı padişahları bu unvanla anıldılar.

MERC-İ DABIK SAVAŞI

MERC-İ DABIK SAVAŞI (1516)

Çaldıran Savaşı'ndan sonra, Osmanlıların Mısır'a saldırmalarından çekinen Memlukler, Şah İsmail ile bir anlaşma yaptılar. Bu anlaşmayı öğrenen Yavuz Sultan Selim, Sadrazam Sinan Paşa'yı 40.000 kişilik bir kuvvetle İran üzerine gönderdi.
Memlukler, Osmanlı kuvvetlerinin Suriye'den geçmesine izin vermediler. Bunun üzerine Yavuz Sultan Selim, ordunun başında Suriye'ye yürüdü. Osmanlı donanması da Suriye kıyılarına geldi. Memluk Sultanı Kansu Gavri, Halep yakınlarına gelerek, ordugah kurmuştu. Kansu Gavri'nin yanında Yavuz Sultan Selim'in yeğeni Şehzade Kasım da bulunuyordu. Bu açıkça Osmanlı Padişahı'nı tehdit anlamına geliyordu.
Kansu Gavri'nin yanında ayrıca Abbasi halifesi de yer alıyordu. Osmanlı ve Memluk ordusu Halep yakınlarında Merc-i Dabık denilen yerde karşılaştılar. Toplar ve ateşli silahlarla donatılmış olan Osmanlı ordusu, Memlukler'i kısa zamanda büyük yenilgiye uğrattı (1516). Savaşı kazanan Yavuz Sultan selim, üç ay Suriye'de kaldı. Suriye'de Osmanlı düzeni kuruldu, adalet sağlandı.
Suriye'nin Osmanlı topraklarına katılmasından sonra, Lübnan alındı ve burada da sancak teşkilatı oluşturuldu. Ardından Filistin'e giren Osmanlı ordusu, Sina Yarımadası'na yaklaştı.

28 Ocak 2015 Çarşamba

ÇALDIRAN MEYDAN SAVAŞI

İRAN SEFERİ VE ÇALDIRAN MEYDAN SAVAŞI (1514)

Yavuz Sultan Selim, Şah İsmail'e bir mektup göndererek üzerine yürümekte olduğunu bildirdi. Kayseri üzerinden Sivas'a geldi. Bu sırada Osmanlı donanması da İstanbul'dan Trabzon'a hareket etmişti. Yavuz, ilerledikçe, Şah İsmail geri çekilmeyi sürdürüyordu.
Şah İsmail'in Van Gölü'nün kuzeydoğusundaki Çaldıran Ovası'nda karargah kurduğu ve savaşa hazırlandığının haberi alındı. Nihayet kovalamaca bitiyordu.
Savaş, Şah İsmail'in kuvvetlerinin saldırısıyla başladı. Yeniçerileri arkadan vurmak amacıyla Rumeli kuvvetlerinin üstüne var gücüyle saldıran Şah İsmail, ilk anda başarılı oldu. Rumeli Beylerbeyi Hasan Paşa ile birlikte birçok sancak beyi hayatını kaybetti. Osmanlı ordusunun sağ kanadına saldıran Mehmet Han Ustaclu'nun kuvvetleri ise, Sinan Paşa'nın usta manevraları ile afalladılar. Etkili topçu ateşi altında ağır kayıplar verdiler. Bu arada Mehmet Han Ustaclu öldü.
Savaşın gidişi Osmanlı zaferini müjdeler gibiydi. Şah İsmail'in emrindeki İran kuvvetleri de bozularak geri çekilmeye başlamıştı. Osmanlı ordusu Tebriz'e girdi. Yavuz Sultan Selim, Tebriz'deki bilim ve sanat adamlarından bazılarını İstanbul'a gönderdi.

ÖNERİ : Yavuz Sultan Selim Dönemi Savaşları ve Saray içini hem İran hemde Osmanlı gözünden ayrıntılı okumak istiyorsanız '' Şah & Sultan '' kitabını okumanızı tavsiye ederim.

(Bahadıroğlu,2013,s;80) 

24 Ocak 2015 Cumartesi

I. SELİM (YAVUZ)


Babası : II. Bayezid
Annesi : Gülbahar Hatun
Doğumu : Amasya, 10 Ekim 1470
Vefatı : Çorlu, 22 Eylül 1520
Saltanatı : 1512-1520
Devlet Sınırları : 6.557.000 km2
Türbesi : İstanbul, Sultan Selim Cami mihrabı önünde.
Erkek Çocukları : Kanuni Sultan Süleyman.
Kız Çocukları : Hatice Sultan, Fatma Sultan, Hafsa Sultan, Şah Sultan.

HAKKINDA
Yavuz Sultan Selim, 10 Ekim 1470 günü doğdu. Babası Sultan İkinci Bayezid, annesi Gülbahar Hatun'dur. İkinci Bayezid padişah olduktan sonra, devlet idaresini öğrenmesi için, Şehzade Selim'i Trabzon Sancağı'na tayin etti.
Şehzade Selim, Trabzon'da devlet işlerinin yanında ilimle de meşgul oldu. Devrin büyük alimlerinden Mevlana Abdülhalim Efendi'nin derslerini takip etti. Valiliği sırasında Trabzon halkını rahat bırakmayan Gürcüler üzerine üç sefer yaptı. En önemlisi olan Kütayis Seferi'nde Kars, Erzurum, Artvin illeri ile birçok yeri fethederek Osmanlı topraklarına kattı (1508). Buralarda yaşayan Gürcülerin hepsi Müslüman oldular.
22 Eylül 1520'de ''Aslan Pençesi'' denilen bir çıban yüzünden henüz 50 yaşında iken vefat etti. Oğlu Kanuni Sultan Süleyman, Fatih Cami'nde babasının cenaze namazını kıldıktan sonra, onu Sultan Selim Cami avlusundaki türbeye defnettirdi.

23 Ocak 2015 Cuma

RÖNESANS


İTALYA
Rönesans İtalya'da en çok sanat alanında ön plana çıkmıştır. Resim, mimari ve güzel sanatlarda bir çok eser yapılmıştır. Özellikle Leonardo da Vinci ''Mona Lisa'' portresi, Milano'da bir manastırdaki ''Son Akşam Yemeği'' ve birçok şehir planı gibi çalışmalar yapmıştır. Diğer önemli sanatçılar ise Michelangelo ve Rafael'dir.

ALMANYA
Almanya'da Rönesans'ın etkisiyle Erasmus, Röklen ve Luther gibi hümanistler dini metinleri incelemeye başladılar. Luther, İncil'i Almancaya çevirdi. Bu çalışmalar Reform hareketlerine zemin hazırlandı.

İNGİLTERE
İngiltere'de edebiyat alanında Shakespeare; ''Hamlet, Makbet, Otello, Kral Lear'' adlı tiyatro eserlerini yazmıştır.

FRANSA
Fransa'da kralların desteğiyle başlayan Rönesans hareketleri birçok alanda etkisini göstermiştir. Eski Yunan ve Roma eserleri tercüme edilmiştir. Montaigne Rönesans döneminde yetişmiş ve önemli edebi eserler yazmıştır.

POLONYA
Rönesans Polonya'da daha çok bilimsel alanda etkili olmuştur. Kopernik, Dünya'nın yuvarlak olduğunu ve güneşin etrafında döndüğünü açıklamıştır.

22 Ocak 2015 Perşembe

II. BAYEZİD


Babası : II. Mehmed (Fatih)
Annesi : Mükrime Hatun
Doğumu : İstanbul, Ocak 1448
Vefatı : Çorlu, 26 Mayıs 1512 
Saltanatı : 1481-1512
Devlet Sınırları : 2.375.000 km2
Türbesi : İstanbul, Bayezid Camii mihrabı önünde
Erkek Çocukları : Mahmud, Ahmed, Şehinşah, Yavuz Sultan Selim, Mehmed, Korkud, Abdullah, Alimşah.
Kız Çocukları : Aynişah, Gevher, Mülük Sultan, Hatice Sultan, Selçuk ve Hüma Hatun.

HAKKINDA
Sultan II. Bayezid 1448'de Dimetoka'da doğdu. Babası cihan padişahı Fatih Sultan Mehmed Han, annesi Mükrime Hatun'dur. Çok halim selim ve dinine bağlı bir padişahtı. Babası Fatih Sultan Mehmed ilme ilgi duyduğu için, oğlu Şehzade Bayezid'e o devrin en meşhur alimlerinden dersler aldırdı. Din ve dünya ilimlerini en iyi şekilde öğrenmesini sağladı.
İkinci Bayezid, dinine çok düşkün, adaletli ve alim bir zattı; bu yüzden kendisine Bayezid Veli, denilirdi. Sultan İkinci Bayezid yedi yaşında iken, Hadım Ali Paşa nezaretinde Amasya valiliğine tayin edildi. Amasya, Selçuklular devrinden beri önemli bir ilim ve kültür merkeziydi.
Arapça ve Farsça biliyordu. Çağatay lehçesi ve Uygur alfabesini de öğrenmişti. İslam ilimlerinin yanı sıra, matematik ve felsefe tahsili de yaptı.
Sultan II. Bayezid, en kudretli oğlu sayılan Şehzade Selim'in ısrarıyla tahtından feragat etti. Bu sırada rahatsız olan padişah, yerleşmeye gittiği Dimetoka yolunda vefat etti (26 Mayıs 1512).

(Bahadıroğlu,2013,s 73.)



21 Ocak 2015 Çarşamba

FORUM SAYFAMIZ


Bir süredir yapım aşamasında olan Forum Sayfamız aktifleştirilmiştir. Siteyle, tarihle ya da başka bir konuyla ilgili düşüncelerinizi bu sayfada belirtebilir ve başka kullanıcılarla görüş paylaşımında bulunabilirsiniz.
Forum Sayfasına sitenin üst tarafında bulunan menüden ulaşabilirsiniz.

20 Ocak 2015 Salı

SAHNISEMAN MEDRESELERİ


İlk öğrenim hayatına başlayan öğrenci muhtasarat denilen dersleri gördükten sonra Haşiyeitecrid medreselerine devam ederek derslerde başarılı olmak şartıyla o medresenin müderrisinden bir belge alarak alarak Miftah denilen medreseye devam eder. Oradan da Kırklı, Hariç ve Dahil denilen medreselerde dersler görüp Sahnıseman Medreselerine kabul edilerek öğrenci olurdu.
Sahnıseman Medreselerinin yapılması Osmanlı topraklarındaki medrese teşkilatında bir yeniliğe esas oldu. Çünkü bu yapılan medreseler İlahiyat ve İslam hukuku fakülteleri demekti. İşte bu Sahn Medreselerinin yapılmasından sonra Osmanlı medreseleri buna göre şekillendi.

19 Ocak 2015 Pazartesi

OSMANLI ORDUSU


1555'te Osmanlı Devleti'ne Avusturya elçisi olarak gelen Busbecg (Busbek)'in Osmanlı ordusu hakkındaki görüşleri:
Türk ordusunda bir sefer sırasında kırk bin kadar deve ile bir o kadar katır bulunur. Bu hayvanlar çadır, silah, savaş aletleri, ve her türlü malzemenin taşınması için kullanılır. Türkler askerlerinin sıhhatlerine çok dikkat ederler. Düşmana karşı kendilerini korumak askerin işi, sıhhatlerini korumak da devletin işidir.
Türklerin askeri manevralarına dair bir noktayı da yazmadan geçmek istemem. Düşmanı peşine düşürüp at sırtında kaçarken ona hücum etmeye devam ede. Türkler bu manevrayı şöyle yaparlar. Uzun bir sırığın tepesine yanan bir top koyarak sırığı yere dikerler. Atlarını sırığa doğru son sürat sürerler. Tam sırığı geçtikleri sırada aniden geriye dönüp topa ok atarlar. Bu esnada at koşmaya devam eder. Bu manevraları çok sık ve uzun müddet yaptıklarında, at sırtında kaçarken geriye dönüp düşmanı okla vurma becerisi kazanırlar.

18 Ocak 2015 Pazar

CEM SULTAN


Fatih Sultan Mehmet'in ölümünden sonra yerine oğlu II.Bayezit geçti (1481). II.Bayezit'in kardeşi Cem, tahtın kendi hakkı olduğunu iddia ederek II.Bayezit'e karşı isyan etti. Cem Sultan 4000 kadar askeriyle birlikte 27 Mayıs 1481'de İnegöl önlerine geldi. II.Bayezit'in gönderdiği orduyu yenen Cem Sultan Bursa'da padişahlığını ilan etti. Yenişehir Ovası'nda yapılan ikinci savaşı kaybeden Cem Sultan Memluklere sığındı. Daha sonra Saint Jean (Sen Jan) Şövalyelerinin davetiyle Rodos'a giden Cem Sultan şövalyeler tarafından Avrupa'ya götürüldü. 1495 yılına kadar papanın yanında ve Fransa'da tutulan Cem Sultan, 1495'te bir suikast sonucu öldürüldü. Osmanlı Devleti'ni ilgilendiren bu iç olay, Cem Sultan'ın Avrupa'ya götürülmesiyle dış sorun haline geldi. Cem Sultan, Osmanlı'nın Avrupa'ya yapacağı seferlerde Avrupalılarca bir tehdit unsuru olarak kullanıldı. Bu nedenle seferlerde durgunluk yaşandı.

17 Ocak 2015 Cumartesi

KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN YAŞAMI VE 1520-1539 YILLARI ARASI SİYASİ OLAYLAR

6 KASIM 1494 TARİHİNDE TRABZON'DA DOĞDU.BABASI SÜLEYMAN O YILLARDA TRABZON VALİSİ OLAN VE 1512 YILINDA PADİŞAH OLARAK TAHTA GEÇEN SELİM. ANNESİ DE AYŞE HAFZA VALİDE SULTANDI.İLK YILLARINI,SÜT KARDEŞİ YAHYA EFENDİ İLE BİRLİKTE TRABZON'DA GEÇİRDİ.7 YAŞINDA BİLİM EDEBİYAT ASKERİ ALANLAR GİBİ ALANLARDA EĞİTİM ALMAK İÇİN İSTANBUL'A , TOPKAPI SARAYINDAKİ ENDERUNA GÖNDERİLDİ.1508 DE KARAHİSAR SANCAK BEYİ OLARAK ATANDI ANCAK SELİM'İN KARDEŞİ AMASYA SANCAK BEYİ AHMED'İN İTİRAZINDAN DOLAYI BOLU SANCAK BEYLİĞİNE ATANDI.AHMED'İN BUNA DA İTİTRAZIYLA KEFE SANCAĞINA 1509 DA ÇIKTI.SELİM'İN 1512 DE TAHTA ÇIKMASIYLA İSTANBUL'DA VE EDİRNE'DE OTURDU.1513 YILINDA SARUHAN SANCAK BEYİ OLDU.BAŞ DANIŞMANI OLAN PARGALI İBRAHİMLE BURDA YAKIN ARKADAŞ OLDU.7 YIL SONRA 1520 DE BABASININ ÖLÜMÜ ÜZERİNE İSTANBULA HAREKET ETTİ TAHTA HAK İDDİA EDEN KİMSE OLMADIĞI İÇİN MÜCADELEYE GEREK KALMADAN TAHTA ÇIKTI.VE 10. OSMANLI PADİŞAHI OLDU.SÜLEYMAN'IN TAHTA GEÇMESİNDE KISA BİR SÜRE SONRA ŞAM BEYLERBEYİ CANBERDİ GAZALİ SÜLEYMAN'IN PADİŞAHLIĞINI TANIMAYARAK KENDİ HÜKÜMDARLIĞINI İLAN ETTİ VE İSYAN ÇIKARDI.MERKEZDEN GÖNDERİLEN FERHAT PAŞANIN BİRLİKLERİ VE ŞAM YAKINLARINDA Kİ KUVVETLERLE MASTABA ADLI BÖLGEDE 1521 YILINDA İSYAN BASTIRILDI VE GAZALİ ÖLDÜRÜLDÜ.GAZALİNİN YERİNE BEYLERBEYİ OLARAK AYAS MEHMET PAŞA ATANDI.SÜLEYMAN İLK SEFERİNİ 18 MAYIS 1521 DE BELGRAD ÜSTÜNE YAPTI.ÇEVRESİNDEKİ ŞEHİRLERİN (BÖĞÜRDELEN,ZEMUN,SALANKAMEN) ALINMASININ ARDINDAN KUŞATILAN BELGRAD 28 GÜN SONRA TESLİM OLDU.BELGRAD AVRUPAYA YAPILACAK SEFERLER İÇİN ÖNEMLİ BİR MERKEZ DURUMUNDAYDI.ERTESİ YIL SÜLEYMAN AKDENİZDE Kİ RODOS ADASINA KARADAN SEFER DÜZENLEDİ.KUŞATMAYA KATILACAK OLAN OSMANLI DONANMASI 1522 DE ADANIN CEM BAHÇESİ KÖRFEZİNE DEMİR ATTI.SÜLEYMANIN DA ARALARINDA BULUNDUĞU KARA KUVVETLERİ MARMARİSTEN GEMİYLE 28 TEMMUZ DA ADAYA ULAŞTI.YAKLAŞIK 100.000 KİŞİ 400 DONANMA İLE OSMANLI ORDUSU KUŞATMAYI 6 AY SÜRDÜRDÜ 26 ARALIK 1522 DE ŞOVALYELERİN TESLİM KOŞULLARINI KABUL ETMESİYLE ADANIN HAKİMİYETİ OSMANLI İMPARATORLUĞUNA GEÇTİ.ADADA HRİSTİYAN OLARAK YAŞAYAN CEM SULTANIN OĞLU ;MURAD VE MURADIN OĞULLARI BOĞDURULDU EŞİ VE KIZLARI İSTANBULA GÖNDERİLDİ.RODOSUN ALINMASININ ARDINDAN BODRUM,AYDOS KALELERİYLE İSTANKÖY VE SÖMBEKİ ADALARININ HAKİMİYETİDE OSMANLININ ELİNE GEÇTİ.ŞUBAT 1523 TE İSTANBUL'A DÖNDÜ VE HÜKÜMDARLIĞININ İLK 3 YILINDA SADRAZAM OLAN PİRİ MEHMED PAŞAYI EMEKLİYE AYIRDI.HAZİRAN 1523 TE HAS ODABAŞI İBRAHİM AĞAYI SADRAZAM OLARK ATADI AYRICE RUMELİ BEYLERBEYLİĞİNİ DE VERDİ.SADRAZAMLIK YETKİSİNİN KENDİSİNE VERİLMESİNİ BEKLEYEN İKİNCİ VEZİR AHMED PAŞA VALİ OLARAK ATANDIĞI MISIR DA 1524 YILINDA İSYAN ÇIKARDI AHMED PAŞANIN ÖLDÜRÜLMESİYLE İSYAN BASTIRILDI VE MISIRI YENİDEN DÜZENE SOKMA GÖREVİ İBRAHİM PAŞAYA VERİLDİ.MART 1525 TE KAĞITHANEDE AVLANDIĞI SIRADA MERKEZDE YENİÇERİLER AYAKLANMA BAŞLATTILAR.KISA SÜREDE BASTIRILAN AYAKLANMADAN SONRA YENİÇERİ AĞASI MUSTAFA AĞA ,KAHYASI KIRAN BALİ VE REİS-ÜL KÜTTAB HAYDAR İDAM EDİLDİ.MISIRI DÜZENE KOYAN İBRAHİM PAŞA 1525 TE İSTANBULA DÖNDÜ.BU DÖNEMLERDE İSTANBULA GELEN FIRANSIZ ELÇİ JEAN FRANGİPANİ 24 ŞUBAT 1525 TE KUTSAL ROMA GERMEN İMPARATORLUĞUNA ESİR DÜŞEN KRAL 1.FRANÇOİS İÇİNKRALIN ANNESİ LOUİSE DE SAVOİE NİN RİCASI ÜZERİNE SÜLEYMAN'DAN YARDIM İSTEDİ.YAZDIĞI MEKTUPTA YARDIM SÖZÜ VEREN SÜLEYMAN 2 DEVLET ARASINDAKİ ANLAŞMA İLE FRANÇOİSİN SERBEST KALMASINI SAĞLADI.ANCAK YİNEDE MACARİSTAN ÜSTÜNE SEFER KARARI ALDI.MACARİSTANA ÖNCE İBRAHİM PAŞA GİTTİ SONRA 23 NİSAN 1526 DA SÜLEYMANIN VE ORDUSU DOĞRU HAREKETE GEÇTİ.İBRAHİM PAŞA 11 KALE ELE GEÇİRDİKTEN SONRA ÖZEK KALESİNİ DE ALDI.BOSNA BEYLRİDE SİREM BÖLGESİNDE BİR KAÇ KALE ELE GEÇİRDİLER.MACARİSTAN KIRALI 2.LAJOS UN ORDUSUYLA TUNA NEHRİ KIYISINDA,MOHAÇ DÜZLÜĞÜNDE KARŞI KARŞIYA GELEN OSMANLI ORDUSU 26 AĞUSTOS 1526 DA YAPILAN MUHAREBEYİ KAZANARAK AVRUPADAKİ MACAR DİRENCİNİ KIRDI,LAJOS İSE MUHAREBEDEN KAÇAN BİR KAÇ ASKERLE BİRLİKTE BATAKLIKTA BOĞULARAK ÖLDÜ.OSMANLI ORDUSU 20 EYLÜL DE BUDİN'E GİRDİ.ŞEHRİN ANAHTARINI ALDI VE 14 GÜN SAYRAYDA KALAN SÜLEYMAN SEGEDİN VE BAZI ŞEHİRLERİDE ALARAK 21 EYLÜLDE PEŞTE'YE GEÇTİ VE MACARİSTANIN BAŞINA ERDEL VOYVODASI JANOS ZSİGMOND ZAPOLYA'YI GEÇİRDİ.MACARİSTANIN OSMANLIYA BAĞLANMASI VE FRANSA OSMANLI İTTİFAKIYLA 5 EKİMDE SEFER SON BULDU.13 KASIMDA İSTANBULDA ZAFER ALAYI DÜZENLENDİ.OSMANLI ORDUSUNUN MACARİSTANDA OLDU SIRALAR 1526 AĞUSTOSUNDA SAFEVİ DESTEĞİYLE BOZOK'TA ÇIKAN BABA ZÜNNUN İSYANI YAYILMASININ ARDINDAN DİYARBAKIR BEYLERBEYİ HÜSREV PAŞA VE ADANA SANCAK BEYİ PİRİ BEY TARAFINDAN 1527 DE BASTIRILDI.1527 DE YİNE SAFEVİLERİN DESTEĞİ İLE ORTA ANADOLUDA KALENDER ÇELEBİ İSYANI ÇIKTI.ETRAFINDAKİ SANCAK BEYLERİNİ MAĞLUP ETMESİNİN ARDINDAN İBRAHİM PAŞA İSYANI BASTIRMAK ÜZERE GÖREVLENDİRİLDİ VE 1527 DE ELBİSTAN YAKINLARINDA İSYANI BASTIRDI.BİRKAÇ AY SONRA İRANLI MOLLA KABIZ İSA PEYGAMBERİN BÜTÜN PEYGAMBERLERDEN ÜSTÜN OLDUĞU FİKRİNİ DİLE GETİRİNCE SUNNİ ULEMANIN TEPKİSİNİ ÇEKTİ KASIM 1527 DE DİVANDA YARGILANDI FİKİRLERİNDEN VAZGEÇMEDİĞİ İÇİN MOLLA KABIZ İDAM EDİLDİ. KUTSAL ROMA İMPARATORU V.KARL IN KARDEŞİ AVUSTURYA ARŞİDÜKÜ FERDİNAND JANOS ZSİGMOND ZAPOLYANIN KIRALLIĞINI KABUL ETMEDİ.KENDİ KIRALLIĞINI İLAN EDEN FERDİNAND OSMANLIYA VERGİ ÖDEMEK KOŞULUYLA MACARİSTAN KIRALI OLMAYI TEKLİF ETTİ ANCAK SÜLEYMAN BUNU KABUL ETMEDİ VE MACARİSTANA SEFERE ÇIKTI VE SEFERE ÇIKMADAN ÖNCE İBRAHİM PAŞAYA SERASKER ÜNVANINI VERDİ.3 EYLÜL 1529 DA BUDİNE VARAN OSMANLI KUVVETLERİ ŞEHRİ KUŞATTI.BUDİN 7 EYLÜLDE ALINDI VE YÖNETİMİ TEKRAR JANOS ZSİGMOND ZAPOLYAN'A VERİLDİ.HEMEN SINRASINDA ESTERGONU ALAN OSMANLI 23 EYLÜLDE AVUSTURYA TOPRAKLARINA GİRMESİNİN ARDINDAN 27 EYLÜLDE VİANAYI KUSATTI.ANCAK HAVA ŞARTLARI VE ORDUNUN HAZIRLIKSIZLIĞI NEDENİYLE 16 EKİMDE KUŞATMAYI KALDIRAN OSMANLI 16 ARALIKTA İSTANBULA DÖNDÜ.OSMANLININ BAŞARISIZ KUŞATMASININ ARDINDAN FERDİNAND TARAFINDAN GÖNDERİLEN MACAR KIRALININ VERİLMESİNİ İSTEYEN 2. ELÇİ DE SÜLEYMANDAN RED CEVABI ALDI.BUNUN ÜZERİNE ESTERGON VİŞEGRAD VE VAÇ ŞEHİRLERİNİ ALAN FERDİNAND BUDİNE GİRMEYE ÇALIŞSA DA BAŞARISIZ OLMUŞTUR.17 EKİM 1530 DA AVUSTURYA ELÇİLERİ İSTANBULA GELDİ 17 KASIMDA SÜLEYMAN İLE ELÇİLER ARASINDA YAPILAN GÖRÜŞMEDE ANLAŞMA SAĞLANAMAYINCA AVUSTURYA ÜZERİNE SEFERE ÇIKLMASI KARARI ALINDI.25 NİSAN 1532 DE OSMANLI ORDUSU İSTANBULDAN AYRILDI.BOSNA BEYİ HÜSREV BEY,BALİ BEY OĞLU MEHMED BEY,KIRIM HANİ SAHİP GİRAY VE ÇEVRE BEYLERBEYLERİ KALELERİ ALIRKEN OSMANLI ORDUSU 11 EYLÜLDE SLOVENYA'YA GİRDİ.BİR SÜRE SONRA HABSBURG HANEDANININ ELİNDEKİ GÜNS ŞEHRİ KUŞATILARAK KARL'IN GELMESİ BEKLENDİ.3 HAFTALIK KUŞATMA SONUNDA KARL GELMEMESİ ÜZERİNE 30 AĞUSTOS 1532 DE ŞEHİR ELE GEÇİRİLDİ.İBRAHİM PAŞA BİRKAÇ KALE ELE GEÇİRİRKEN SÜLEYMAN İSTANBULA DÖNDÜ.22 HAZİRAN 1533 TE AVUSTURYA İLE OSMANLI ARASINDA İSTANBUL ANLAŞMASI İMZALANDI.MACARİSTANIN BATISINDA KÜÇÜK BİR BÖLGENİN KENDİSİNE KALDIĞI FERDİNAND MACARİSTAN ÜZERİNDEKİ HAK İDDİASINI SONLANDIRDI VE OSMANLIYA YILLIK 30.000 ALTIN ÖDEMEYİ KABUL ETTİ.OSMANLININ ELİNDE BULUNAN BİTLİS SANCAK BEYİ SAFEVİ ŞAHI TASMASBA BAĞLILIĞINI BİLDİRDİ.OSMANLI TOPRAKLARINDA DOĞAN SONRA SAFEVİLERE SIĞINAN SONRA TEKRAR OSMANLIYA SIĞINAN ULEMA HAN ŞEREF HAN YERİNE BİTLİSE GÖNDERİLDİ.BURADA ŞEREF HANIN KUVVETLERİYLE KARŞILAŞMASININ ARDINDAN İBRAHİM PAŞA İRANA YAPILACAK SEFER İÇİN EKİM 1533 TE BÖLGEYE HAREKET ETTİ.İBRAHİM PAŞA VARMADAN ÖNCE ULEMA HAN ŞEREF HANI MAĞLUP EDEREK ÖLDÜDÜRDÜ.KIŞIN HALEPE VARAN İBRAHİM PAŞA SAFEVİLERİN ELİNDE BULUNAN ADİLCEVAZ,ERCİŞ,VAN,AHLAT ŞEHİRLERİNİ ELE GEÇİRDİKTEN SONRA İLKBAHARDA HALEPTEN AYRILDI.DİRENİŞ GÖSTERMEYEN TEBRİZ DE 13 TEMMUZ 1534 TARİHİNDE OSMANLIYA KATILDI. 31 ARALIK 1534 GÜNÜ BAĞDAT ALINDI.1533 TE CEZAYİR HÜKÜMDARI HIZIR REİS FİLOSUYLA İSTANBULA GELDİ KENDİSİNE ÇEŞİTLİ HEDİYELER GETİREN HIZIR REİSE HAYRETTİN ÜNVANINI VERDİ VE ONU CEZAYİR BEYLER BEYİ OLARAK ATADI.1534 TE KAPTANI DERYA OLAN HAYRETTİN PAŞA MAYIS 1534 TE İLK SEFERİNİ GERÇEKLEŞTİ.GÜNEY İTALYAYA ÇEŞİTLİ SALDIRILAR YAPTIKTAN SONRA TUNUSA GELDİ KÜÇÜK ÇAPLI DİRENİŞLERE RAĞMEN TUNUSU OSMANLIYA DAHİL ETTİ.TUNUSU HÜKÜMDARI MEVLAY HASANIN YARDIM İSTEMESİ ÜZERİNE AVUSTURYA KIRALI V.KARL ANDREA DORİA KOMUTASINDA BİR DONANMA HAZIRLATTI VE 1535 YAZINDA TUNUSU ELE GEÇİRDİ. 18 ŞUBAT 1536 DA FRANSA İLE OSMANLI ARASINDA KAPİTÜLASYON İMZALANDI FRANSIZLARA TİCARETTE BAZI AYRICALIKLAR TANINDI. 14 MART GECESİ TOPKAPI SARAYINA MİSAFİR OLAN İBRAHİM PAŞA SÜLEYMANIN EMRİYLE BOĞULARAK ÖLDÜRÜLDÜ. ERTESİ GÜN SADRAZAMLIĞA AYAS MEHMED PAŞA GELTİRİLMESİNE KARAR VERİLDİ.1536 BAHARINDA BARBAROS HAYRETTİN PAŞA VE KOMUTASINDAKİ OSMANLI DONANMASI AKDENİZDE Kİ YABANCI LİMANLARI VURDU.DONANMANIN AVLONYA KIYILARINDA OLDUĞU SIRADA SÜLEYMAN SEFER-İ PULYA ADI VERİLEN ADRİYATİK SEFERİNE ÇIKTI FRANSIZ OSMANLI İTTİFAKI GEREĞİ İTALYAYA FRANSANIN KUZEYDEN OSMANLININ GÜNEYDEN SALDIRILMASI KARARI ALINDI.HAYRETTİN PAŞA KOMUTASINDAKİ ASKERLER CASTRO ŞEHRİNDE KONUÇLANDI. OTRANTO CİVARINDA 2 HAFTA KALAN ASKERLER DAHA SONRA ESİRLERLE BİRLİKTE BURDAN AYRILDI.FRANSA İTALYAYA SALDIRMAKTAN VAZGEÇİP ASKERLERİNİ HOLLANDAYA GÖNDERDİ.OSMANLI İTALYADAN AYRILDIKTAN SONRA AĞUSTOS AYINDA VENEDİK'İN ELİNDE BULUNAN KORFU ADASINI KUŞATTI ANCAK KIŞ GELMESİYLE KUŞATMA KALDIRILDI.VENEDİKE AİT ŞİRA PAKMOS NAKSOS GİBİ ADALAR ALINDI. NAKSOS VE DİĞER BEŞ ADA VERGİ VERMEK KOŞULUYLA ESKİ DÜKALIĞA BIRAKILDI PADİŞAH VE ORDU 22 KASIM 1532 DE İSTANBULA DÖNDÜ.OSMANLIYA BAĞLI OLAN BOĞDAN VOYVODASI PETRU RAREŞ İN VERGİ ÖDEMEMESİNİN ARDINDAN SÜLEYMAN SALTANATININ 8. SEFERİNE ÇIKMAYA KARAR VEDİ.BAŞKENT YAŞ DA DAHİL OLMAK ÜZERE BOĞDANIN BÜYÜK BİR KISMI OSMANLI EGEMENLİĞİNE DAHİL OLDU PETRU RAREŞ ERDELE SÜRÜLDÜ VE BOĞDANIN BAŞINA 3.ŞTEFAN GETİRİLDİ.BU SIRALAR AKDENİZDE OLAN HAYRETTİN PAŞA ANDREA DORİA KOMUTASINDAKİ KUTSAL İTTİFAK DONANMASININ KORFUDA OLDUĞUNU ÖĞRENDİ.1538 DE PREVEZE AÇIKLARINDA GERÇEKLEŞEN PREVEZE DENİZ SAVAŞINDAN HAYRETTİN PAŞA GALİP ÇIKTI.1540 TA VENEDİK İLE OSMANLI ARASINDA YAPILAN ANLAŞMAYA GÖRE MORA VE DALMAÇYA KIYILARINDAKİ ADALAR VE KALELER OSMANLIYA BIRAKILIRKEN VENEDİK!İN OSMANLIYA YILLIK 300.000 ALTIN VERGİ VERMESİ KARARI ALINDI.ÖTE YANDAN 1539 DA ÖLEN AYAS MEHMED PAŞA YERİNE SADRAZAMLIĞA LÜTFİ PAŞA GETİRİLDİ.1541 YILINDA PADİŞAHIN KIZKARDEŞİ OLAN KARISI ŞAHHUBAN SULTANA TOKAT ATMASI SEBEBİYLE DİMETOKAYA SÜRÜLEN LÜTFİ PAŞA YERİNE HADIM SÜLEYMAN PAŞA GETİRİLDİ.